HARAMIN BİNASI OLUR MU?

logo5

HARAMIN BİNASI OLUR MU?  

Haram para ile ne yapılabilir?

Örneğin Kâbe’ye gidilir mi? Sadaka verilir mi? Himmet verilir ve ya alınır mı?

Binlerce kere diyorum ki:

Hayır!

Haram para ile hiçbir şey yapılamaz!

Birinci Murat Dönemidir. Tarihe şöyle bir not düşülür. Ordu sefere çıkacaktır fakat hazine de akçe yoktur. O senenin vergisi de toplanmıştır. Borç alacak kimse de yoktur. Vezir Padişah’a şöyle der:

Hünkarım; “Tebanızda zengin Gayrı Müslim var, onlardan alalım.”

Padişah, “Olmaz! Der ve devam eder:

Rızasız alınan da haram vardır. Haram yiyen, harami olur. O da zor zaman da sırra kadem basar…”

Gelelim konumuza… Kendisini Mehdiliğe, Kainat İmamlığına hazırlayan biri haram yiyor, bunun yanı sıra namaz kılıyor, oruç tutuyor, kurban kesiyorsa; bunların hepsi göz boyamaktan başka bir şey değildir.

Asıl olan helal rızıktır, helalinden yemektir. Sen bu ülkeden saf insanlardan bin bir desise ve zorla, mafya usulü, vicdanları baskı altına alarak himmet adı altında para topla, Hillary Clinton seçimini destekle…

Olmaz bu! Mehdiye, Kainat İmamına (!) yakışmaz! Allah hayal ettiğin saltanatını yıkar, başına geçirir, altında kalırsın. Nitekim de öyle oldu…

Birisi şöyle dese:

Haram kazansam da, namazımı asla terk etmiyorum. O ayrı, bu ayrı şeydir dese? Yani eşkıya kelimesinin başına “Hz.” sözcüğü getirilse, acaba eşkıya muhterem olur mu?

Bunlar ancak cahil, aklını kullanmayan yığınları ancak hipnoz eder. Tarih boyu bu yöntem, muktedir olmak isteyenlerce kullanılmıştır. Fakat her defasında kurulmak istenen iktidarları Allah başlarına geçirmiştir.

Zorlama yolla himmet, zekat toplamanın asla din de yeri yoktur. Asıl olan hak ve rızadır.

Namaz senin ile Allah arasındadır. Fakat çalınan seninle insanlar arasındadır. İslam’da hırsızlığın hesabı ayrı namazın hesabı ayrı değildir, birbirleriyle bağlantılıdır. Burası asla unutulmamalıdır!

Aslında Namaz çalmamak için kılınır. Namaz çalmayı engellemek içindir. Namaz eğer çalmayı engellemiyorsa, o zaman o kılınan namazda bir şey var demektir.

Şu ince çizgiyi de dikkatten kaçırmayalım, Kimse Papaza kızıp ta orucunu bozmasın. Birisi yanlış yapıyorsa, doğrusunu biz yapalım değil mi?

Ma’un Suresi bunu söylüyor. “Öksüzü, yoksulu doyurmayanların, yetimin yanında yer almayanların Kıldıkları namazları, yaptıkları bütün ibadetleri boştur…” Çoğu kişi bu noktada kendini kandırıyor…

Tasavvufun ve felsefenin derinliklerine gitmeye gerek duymadan en sade insan aklıyla düşünelim ve diyelim ki:

90 bin camide ezan okunuyor da neden bu kadar adam ölüyor? Neden bu kadar hırsızlık oluyor? Neden insanlar doğru dürüst değil? Neden bu kadar sahte çek/senet elden ele dolaşıyor? Neden zengin ile yoksul arasında uçurum var? Ezan okunan bir memlekette bunlar olur mu?

Namaz ve ezanla Müslüman günde beş vakit yardımlaşmaya, dayanışmaya, birbirlerine destek olmaya çağrılıyor. Sonunda da Müslümanın kurtulacağı söyleniyor.

Hani?

O zaman bu ezanlar boşuna mı okunuyor, o namazlar boşuna kılınıyor?

Suç oranlarına bakın. Cezaevleri ağzına kadar dolu… Yeni suçluları koymak için eskiler çıkartılıyor. Hastaneler ağızına kadar dolu, yenilere yer açmak için yatanlar çıkartılıyor. İnsanlar sağlıksız. Psikologlar harıl harıl çalışıyor. İnsanlar kafayı yemek üzere… İnsanlar canlarından, mallarından emin değil… Hırsızlık, gasp, tecavüz dalga dalga yayılıyor…

Görünen o ki, toplum hayatında bir şeyler ters gidiyor. Demek ki insan arzularını düzeltmek için orada arzu edilen din yok, ezan yok, namaz yok, oruç yok…

Bir önceki yazıda belirtmiştim. Bizimkisi şekil Müslümanlığı… Ritüel dindarlığı dediğimiz tam da bu…

Bu noktada zenginlerin suçu çok… Arap ülkeleri zengin… Onlar daha fazla suçlu… Kral öldüğü zaman 62 tane karısı, 25 milyar dolar parası vardı… Allah’ın nimetlerinin üstüne yatmış, çalışmadan günlerini gün ediyorlar. Diğer yandan yoksul Suudi halkı çöllerde sefalet içerisinde yaşıyor. Hâlbuki burası peygamberin yurdu…

DAİŞ, buralarda bu istismar ortamında daha kolay yuvalanıyor. Yaptıklarının İslam ile hiçbir ilgisi yok!  Allah, Resul ve Muhammed bayrağı altında korkunç cinayetler işliyor, Masumları acımadan öldürüyorlar!  Bunların Allah katında makbul insan olması mümkün değil! Onlar cennetin kokusunu alamazlar! Onlar kadınları cariye yapıyor, kan döküyor, fesat çıkarıyor ve insanları mutsuz ediyorlar.

Akıl devre dışı kalınca inanmak kolay oluyor. İmansız, kitapsız ve akılsız insan, her türlü şeye kolay inanıyor.

Allah ve Din adına cihat ettiklerini söyleyenler, şu ayeti nereye koyuyorlar. Ey FETO ve ey DAİŞ:

Kim bir mümini kasten öldürürse onun cezası, içinde ebedi kalmak üzere gireceği cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lanetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” Nisâ, 4/93.

Bilinmelidir ki; kendisiyle birlikte onlarca cana kıyan caniler, “ÜST AKLA” maşalık yapan cinayet şebekeleri, haber verildiği gibi onları hazin bir son bekliyor!

Yazık…

Hepsine acıyorum.

Bu akılsızlık sadece burada mı?

Hayır…

Şehirlerin yapılanmasına bakın. Üst üste yığılan binalar tepemize tepemize geliyor. “ÜST AKLA” maşalık yapan cinayet şebekeleri rant peşinde… Çalan çalana, haram yiyen yiyene… Hiç ölmeyecekmiş gibi para biriktiriyorlar. Tıpkı Siyonistler gibi… Buralarda zorbalık, taciz, tecavüz, haksızlık, çalmak, her türlü haram kol geziyor. FETO, herkesi satın alacağını zannediyordu. Yanıldığını 15 Temmuz itibariyle gördü.

Gördü ki, Müslüman, Vatan, Bayrak satın alınamıyormuş…

Şu hükmü ortaya koyalım:

  • Müslümanlar güçlü olmalıdır.
  • Müslüman bireysel zenginlikten kurtulmalıdır.
  • Müslüman dayanışma, paylaşma, adalet ve eşitlik içinde olmalıdır.
  • Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz!
  • Faiz geliri olmadan, yanındakini sömürmeden, kamu imtiyazı kullanmadan, bilgi tekeli oluşturmadan bir insan zengin olamaz!

Mahmut AKYOL

 

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.