PETROL KUYULARI KARANLIĞINDA YAHUDİ VE MASONLARIN OLDUĞU VE İSLAM’IN OLMADIĞI BİR DÜNYA

logo5

PETROL KUYULARI KARANLIĞINDA YAHUDİ VE MASONLARIN OLDUĞU VE İSLAM’IN OLMADIĞI BİR DÜNYA

Dünya düzeni, enerji politikaları üzerine kurulmuştur. Bundan birçok insan habersizdir.

Çünkü:

Ülkemizde petrol rezervlerinin kontrolü genellikle Masonların ve petrol arayan şirket sahipleri Yahudilerin elindedir.

Acaba bu bir rastlantı mıdır, Yoksa Türkiye Masonları, bu petrolü birileri için sakladı mı?

Güneydoğu’da Petrol araması yapanlar İngiliz “MOBİL”  ve  Fransız “SHELL” elinde bulunuyordu.

Shell Petrol şirketi, uluslararası sahada Hollanda-İngiliz ortaklığı etiketi kullanıyor. Royal-Dutek Shell’e, Sahibi MARKUS  SAMUEL isimli bir Yahudir.

Diğeri petrol arayıcı şirketi Mobil, bu da Yahudi trilyoner ROCKEFELLER’in birçok petrol şirketinden birisidir.

Türkiye’de petrol aramaya başlandığı 1956 yılından 1968 yılına kadar, MOBİL’in Türkiye’deki Genel Müdürü, Enver Necdet Egerandır.

Enver Necdet Egeran 1954’ te yabancı şirketlerin Türkiye’de petrol aramasına izin veren “Petrol Kanunu”nun kabul edilmesinde en büyük payı olan şirket sahiplerinden birisidir.

Aynı zamanda MTA’nın ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün kurucusudur. Aynı zamanda da Necdet Egeran, o dönem Türkiye Masonlarının en önde gelenidir.

Bunu Türkiye’de yayınladıkları “ŞAKÜL GİBİ” isimli mason dergisinde çok detaylı şekilde anlatılır.

Türkiye’nin yıllardır petrol yönünden dışarıya bağımlı kalmasını sağlandı. Ortadoğu’nun sayılı petrol üreticisi ülkelerinden biri olma şansını kaybetmesi, bu SİYON ve maske teşkilatı MASONLAR sayesinde olmuştur.

İslam Köylü Mason Süleyman Demirel dönemi, Masonların Ülkenin her tarafında çirit attıkları bir dönemin adıdır.

Siyonistler, yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı, yıllarca “çiftliklerimiz” dedikleri mason localarına bırakınca, zayıf bırakılan millet, gerekli milli hassasiyeti gösterememiş, yeraltı ve yer üstü kaynaklarımız sahipsiz kalmıştır.

Ülkemizin en zengin petrol yataklarının olduğu Doğu ve Güney Doğuda koparılan kıyametin sebebi şimdi, daha iyi  anlaşılıyor olmalı…

Türkiye’nin güney sınırları çizilirken, özellikle Musul ve Kerkük’ün dışarıda bırakılmasının önemi Türkiye için büyüktür.

Güneydoğu Anadolu, Bitlis, Van, Adıyaman, Tunceli illerini “TÜRKİYE KÜRDİSTANI” olarak değerlendiren bir ABD “RETOG” şirketi, uzaydan Türkiye, Suriye, Irak sınır bölgelerinin petrol ve gaz rezervlerinin zenginliğinden bahsetmiştir.

Bölgede işlenmeyen petrol sahalarının rezervleri, oldukça büyüktür. Bakir bölge olarak adlandırılan işlenmemiş bu sahalar, işlenenlerden çok daha verimli olduğu iddia edilmektedir.

İsrail Siyonizm’inin ABD’ye yaptırdığı Irak işgali şimdilerde daha iyi anlaşılıyor. Yemen’den başlayıp Türkiye’nin güney sınırlarına kadar uzanan bir koridorun çıbanbaşı gibi kanatılmasının sebebi artık herkes tarafından biliniyor.

Yukarıda bahsedilen zengin petrol yatakları, GAP projesi gibi  projenin yer aldığı topraklar üzerinde kurulacak bir Kürt devleti, İsrail için yutulacak bir lokmadır.

Kurulması tasarlanan bu devletin zayıf, askerî güçten yoksun, ekonomik açıdan himaye ye muhtaç bir devlet olacağı herkesçe bilinmektedir.

Kürdistan’ın İsrail’in bir eyaleti olmasıyla gelişecek olan aşama, İsrail’in Güneydoğu Anadolu sınırları içine alacak ve vaat edilmiş topraklara kavuşmasıyla sona erecektir.

Şimdi dikkat!

Türkiye yıllardan beri bir avuç çapulcuyla mı uğraşıyor sanıyorsunuz…

Time Dergisi’nde yayınlanan Kürdistan haritasının Sınırları Gaziantep’ten başlamaktadır. Sınır, Kuzey Irak’tan Halepçe’ye kadar uzanıyor.

Türkiye’nin zengin petrol yatakları Diyarbakır, Adıyaman, Nusaybin ve Batman arasında tüm Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni içine alan bir yay çiziyor.

Uzaydan çekilen petrol yataklarının haritası üzerine Kürt sorununu bahane ederek  bölgeye yerleşmeye çalışan Siyonizm güdümünde ki devletlere sormak istiyorum:

Ey ABD ve Rusya! Buralarda ne arıyorsunuz?

Yoksa Körfez krizini, Irak savaşını, Suriye’nin yıkılmasını ve Türkiye’nin içini karıştırma işini, İsrail’e diyet borcunuzu ödemek için mi yapıyorsunuz?

İSLAM’IN OLMADIĞI BİR DÜNYA

Müslüman, Allah’a teslim olan kişidir.

Dünyanın içinde bulunduğumuz sorunların başında İslamsızlık gelir.

İslam Dini olmasaydı, dünya fesat içinde kalırdı.

Bugün olduğu gibi, Dünya bir mezbeleliğe dönerdi.

Kabul edilmelidir ki, İslamsız bir dünya bugün olduğundan daha kötü olurdu. İnsanların hâkimiyet kavgası, milliyetçilik, hırs, öfke, bugün olduğu gibi hiçbir sınır tanımazdı…

İslam, ahlaklı bir yaşam, bir adalet duygusu, hukuk, bir yönetim anlayışı paylaşımından ibarettir.

İslam, kendi kültür ve medeniyetini götürmek suretiyle, onları kendi kimliklerine ve özgürlüklerine kavuşturmuş, onlar için bir direnişi sembol oluşmuştur.

Eğer İslam olmasaydı, Güney Asya ve Güneydoğu Asya’daki günümüz devletleri özellikle Pakistan, Bangladeş, Malezya ve Endonezya, Hindu dünyası olmazdı.

İslam, Müslümanlarda Batının saldırganlığına karşı bir direnç oluşturmuştur.

Bu direnç, Batı emperyalist saldırganlığını durdurmaya yetmese de, bir hafıza oluşmuştur.

İslam, Avrupalıların birçok Afrikalı, Asyalı ve Latin Amerikalı insanları birbirine düşürüp kolayca işgal etmelerine mani olmuştur.

İslamsız bir dünya, Batı emperyalizminin Orta Doğu ve Asya’yı bölüp, istila etmesi anlamına gelmektedir.

Bu İslam’ın Müslümanlar üzerinde etkisinin zayıflamasına bir sebeptir.

ABD ve Batı karşısında Müslüman dünyanın kendisini güçsüz görmesinin ana sebebi budur.

Yani Müslümanların İslamsız lığı…

Eğer Müslümanlar arasında güçlü bir bilinç ve ortak İslam kültür oluşsaydı, ABD ve Batı, İslam beldelerinde kolayca at oynatamazdı.

19.yüzyıl sonları ve 20.yüzyıl başlarında düzinelerce suikastçıları, Avrupalı ve Amerika ve özellikle İngiliz anarşistler tarafından yapıldığını unutmamak gerekir.

Buna rağmen ABD, İngiltere ve İsrail hala terörün altında İslam’ın yattığını söylüyorlar!

Batı, dünya da olup bitenlere İslam terörü gözlüğüyle bakıyor!

Bununla bir taşla iki kuş vuruyorlar!

Birincisi, İslam’ın yayılmasının önünü almak, ikincisi İslam’a saldırmayı meşrulaştırmak…

Bu ve benzeri sebeplerden dolayı ABD ve Batıya karşı, başta Orta Doğu olmak üzere, tüm Müslüman Ülke halklarında büyük bir öfke oluşmuştur!

Dünyanın birçok yerindeki terör örgütlerini kuran güçler, bir gün bu terör örgütleri tarafından vurulurlarsa, sakın şaşırmayın!

Mahmut AKYOL

 

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.