Hz. PEYGAMBER AY’I YARDI MI?

logo5

Hz. PEYGAMBER AY’I YARDI MI? 

Peygamberimiz, Peygamber olmadan önce, daha doğarken ve gençlik yıllarında, harikulade olaylar meydana gelmiştir.

Denilir ki,

Peygamberimiz doğmadan önce, İran kisrâsının saraylarındaki şamdanlar söndü, kuleler yıkıldı. Gençlik yıllarında, bir bulut onun üzerinden yürürdü. Daha çocukken Cebrail geldi, Onu yere yatırdı, göğsünü yardı ve kalbini çıkardı, zemzem suyu ile yıkadı.”

Aslında Peygamberimiz dünyada ne olduysa, bizim içinde onlar oldu. Peygamberimiz Kırk yaşına geldiğinde Peygamber oldu. İnsanları, Allah’ın dinine çağırdı.

 

Kur’an’ı Kerim’de, İnşirah Suresi:

Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla!

1- Senin için bağrını açmadık mı?

2- İndirmedik mi senden o yükünü?

3- O sırtında gıcırdamakta olan (ve bu şekilde sana eziyet veren) yükünü?

4- Senin şanını yüceltmedik mi?

5- Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var.

6- Evet o zorlukla beraber bir kolaylık var!

7- O halde boş kaldığında yine kalk yorul!

8- Ve ancak Rabbinden ümit et, hep O’na doğrul!

Elem neşrah leke sadrek

Biz senin göğsünü açmadık mı?

Üzerindeki yükü almadık mı?

Kırk yaşından sonra Peygamber olmadı mı?

Mesela diyorsunuz ki Allah, Yusuf’un kalbine bürhan indirmiş olmasaydı, Yusuf bir kadına meylederdi.

Peygamberin kalbine Allah bürhan indirdi, Züleyha ile ilişkiye girmesine engel oldu.

Hz. Peygamber mal biriktirmemiş, mülkiyet, miras bırakmamış, sade yaşamıştır.

İnsanın eti, saçı, giysisi değdiğinde ateş yakar, bu, doğanın bir kanunudur.

Kur’an Hud 56. ayet:

Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla!

“Şüphesiz ben, benim de sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayandım. Hiç bir canlı yoktur ki O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbimin yolu yolların dosdoğru olanıdır.” 

En’am 12. ayet:

Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla!

“Yine de ki Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Kendisine merhametli olmayı yazmış olan Allah’ındır! De! Hakkında hiç bir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar, iman etmezler.”

Devlet gücünü, adalet ve merhametle sen, ben, biz, adaletle ve merhametle gücümüzü sınırlandırmak zorundayız.

Deniyor ki, “Peygamberimiz elini kaldırdı Ay’ı yardı.

Aslında Peygamberimiz işaret parmağı ile Ay’ı göstermişti.

Bakın Allah’ın ayetini görün demişti.

Müşriklerde demiştir ki, tamam, Allah’ın ayeti diyorsun da, biz bunu her gün görüyoruz.

Eğer sen peygamber isen Ay’ı yar da görelim, O zaman inanırız.

Lakin bizim Müslümanlar, Yahudilerden Hz. Musa’nın mucizelerini, Hıristiyanlardan Hz. İsa’nın mucizelerini dinleye, dinleye şu sonuca geldiler.

Bizim peygamberimiz pek gariban kalıyor onun da mucizesi olmalı diyerek, Ay’ı yardırmışlardır.

Bunada bir hadis (söz) uydurarak, siyer kitaplarına geçmişlerdir.

Hâlbuki Hz. Peygamberin, müşrikler arasındaki tartışma bu değildi. Bu, Ay yarıldı mı, yarılmadı mı, Allah var mı, yok mu tartışmasıdır.

Onlara dedik ki, “Mülk Allah’ındır,”.

Develeri ağıllarınızda biriktirmeyin.

Onları yoksullara verin. İnsanlara faizle altın, para verip, onları sömürmeyin.

İnsanlık şu anda ne arıyor:

Adalet arıyor, eşitlik, özgürlük, Sosyal düzen arıyor.

Hz. Peygamber Etrafında özellikle güçsüzler, zayıflar daha fazla toplandı.

Mekkeliler bundan rahatsız oldular.

Hz. Peygambere her türlü iftirayı attılar.

Hz. Peygamberimiz, İslâm devletini ve iktidarını kurmamıştır.

Kur’an’ı Kerim’de devlet kelimesi iki yerde geçer, ikisi de olumsuz anlamındadır.

İktidar kelimesi hiç geçmez, kader, takdir diye geçer.

Mesela Müslümanlara iktidar verdik demez.

Hacc 41. ayet:

Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla!

Eğer onlara yeryüzünde imkân ve güç verirsek, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği emrederler, kötülüğü yasaklarlar. İşlerin sonu Allah’a aittir.”

Halkın sana imkân vermesi, senin de o imkânları halkın yararına kullanman ne hoş bir durum.

Devletin ve iktidarın, özünde baskı, sömürü, katliam ve öldürme vardır.

Devlet kurmanın, iktidarın bizzat kendisi sorunludur.

Adalet Devleti Ortak İyini İktidarıdır… İktidar olacaksa, bu ancak, ortak iyinin iktidarı olabilir.

Maide Suresi 42. Ayet:

Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla!

“Onlar yalanı can kulağı ile dinlerler; haramı tıka basa yerler. Sana geldiklerinde, ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen, sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Ama aralarında hükmedersen, adaletle hükmet! Allah, âdil davrananları sever.”

Hem onlar arasında diyor, hem karar ver diyor, hem de onun dışında soyut bir ilke vazediyor, ona göre hareket etmesini istiyor.

Bütün bunlar gösteriyor ki, O’nun yönetim anlayışı farklıdır.

Bizim anladığımız gibi tahakkümcü devlet ve iktidar anlayışı yoktur.

Tepeden inmeci, baskıcı, başkasının parasıyla (emeğiyle) geçinen, insanların vergisini haraca dönüştüren bir devlet anlayışı söz konusu değil, öyle ulus devlet falan söz konusu değil; o günkü çağa göre, yeni bir anlayış getiriyor.

Dünyanın her yerinde imparatorluklar, Bizans’ta, Sasani’le de, krallıklar, hanedanlıklar varken, bu (İslâm ve onun peygamberi), çölün içinde başka bir şey yapıyor, başka bir örnek sergiliyor ve bize o örneği bırakıyor;

Medine Sözleşmesi’nde ortaya çıkan şey budur; bunun üzerinde iyi düşünmeliyiz.

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.