MÜTREF

logo5

MÜTREF

Kur’an-ı Kerimde yer yer suçtan, günahtan ve hatadan bahsedilir.

Ancak, “Dinde asıl olan ibahadır.” Kur’an’ı ete kemiğe büründüren Hz. Peygamber’in “kolaylaştırın zorlaştırmayın, sevdirin nefret ettirmeyin” sözü, hayatı günah tarlasına çevirmek isteyenler için bir engel teşkil eder.

Durum böyle olmakla birlikte, Kur’an’ı Kerim’de büyük günahtan da bahsedilir. Konuyu uzatmamak için ilgili Surelerin adlarını ve ayet numaralarını vermek yeterli olacaktır.

Şura42/36-37,

“Necm 53/31-32,

Vakıa 56/41-46,

İsra17/31,

Bakara 1/217-219,

Nisa 4/29-30-31” surelerinde ki ayetlere bakılabilir.

Bu ayetlerden anlaşıldığı üzere:

Büyük günahın mülk ile ilgili meselelerden çıktığı görülüyor.”

Dünyada hangi meselenin altına bakarsanız bakın, hepsinin oluşunda mutlaka mülk meselesinin yattığı görülür.

Hapishanelerde yatanların işledikleri suçlara bakın, sosyal hayatta meydana gelen olaylara, milletlerarası ilişkilerin sebeplerini araştırın, hepsinin altında yatan bir dilim ekmek ve o ekmeğin taksimine olan itirazdan kaynaklandığı görülür.

Benim görüşüme göre de Kur’an, insanların arasında oluşan mülk meselelerini dengede tutmak için gönderilmiş bir kitaptır.

Yani Kur’an’a sadece bir dua mecmuası gözüyle değil, insanlar arasındaki meselelere adalet getirmek için gönderilmiş olduğu gözüyle bakılmalıdır.

Bir kere daha söylemek gerekirse yeryüzündeki bütün olaylar, adalet ve zulüm denklemi üzerinden gider.

Kur’an teberrüken okunmaz, Olaylara onun ışığıyla bakılırsa; bunun böyle olduğu rahatlıkla görülür ve anlaşılır.

“Dünya ve Ahiret Allah’ındır, Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır.”

Ayetlerine bakıldığında görülüyor ki büyük günah; mülke sınır koymadan sahiplenmeye çalışmakmış. Büyük günah, bütün ayetlerde bu şekilde döndürülüyor.

İşte mülkü ellerinde bulunduranların yoksulların, muhtaçların, fakirlerin ve kimsesizlerin üzerinde hegemonya kurmalarına Kur’an, büyük günah diyor. Bunu da “Mütref” kavramıyla anlatıyor.

Mütref:

İnsanlar açlık ve yoksulluk içindeyken; zenginlerin bolluk ve refah içinde şımarmaları, vurdumduymaz olmaları olmuş oluyor.

İçki içmek, kumar oynamak, zina yapmak, altın biriktirmek gibi toplumun dengesini bozan davranışların içinde olmak mütreflik’tir…

Görüldüğü gibi, hayatı bencilce sahiplenmek, bu mülk benim diye kibirlenmek, baskı, zulüm ve zorbalık yapmak sosyal dengeyi bozuyor.

Hırsa kapılan insan, Allah’ın emrini yok sayıyor ve insanın dünyaya geliş gayesini kişiye unutturuyor.

Oysa mülk Allah’ındır…

Allah, göklerde ve yerde ki mülkünü kuluna göstereceği bir emek karşılığında kullanmasını istiyor.

Bu şekilde davranırsanız, sizin için emeğiniz karşılığında bir pay vardır,  onda da başkalarına bir hak vardır.” Deniyor.

Allah “eşitliği” (Fussilet; 10) , Rızık ve rızık kaynaklarını insanların eşitçe kullanmasını taksim ve takdir etmiş olmasına rağmen, insanoğlunun doymak bilmez hırsına engel olamaması sebebiyle, dünyayı yaşanmaz hale sokuyor.

Bu duygu içinde hareket eden Ebucehillerin, Karun’ların ve Haman’ların nesilleri, hırs tutkunları kıtalararası gezip, hayatı cehenneme çevirmeye devam ediyor. Kendi eliyle felaketini hazırlıyor.

Allah’ın çok büyük bir nizam verdiği dünyayı yaşanılmaz kılmaya kimsenin hakkı yoktur. Bu hakkı kendinde gören en büyük suçu işlemiş oluyor.

Aslında İlahî taksimatta her şey herkese yetecek şekilde düzenlenmiştir. Allah, yarattığı her canlı için gökten fazladan bir damla su indirmekte, yerden de fazladan bir nebat bitirmektedir.

Tekel, kast, sınıf, hiyerarşi ve hegemonya oluşturmaya kalkışmaya ne gerek var.

Ötekinin payına düşene göz dikmek, Karun gibi kendi fazlasına güvenmeye (müstağni) kalkışmaya ne gerek var…

Daha fazla mal toplamaya, kamu mallarını zimmete geçirmeye, üstünlük taslamaya, sınıf yaratmaya ve hegemonya oluşturmaya ne gerek var!

Sonunda hepsi bırakılıp gidilmiyor mu?

Benim görüşüme göre insanın imtihanı buradan başlıyor.

İyi dinleyin! Biz görünen görünmeyen birçok varlığı cehenneme atacağız. Onların kalpleri vardır kavramazlar, gözleri vardır görmezler, kulakları vardır işitmezler. Onlar hayvanlar gibi hatta daha da aşağıdırlar. Onlar kör kütük yaşayanlardır.” 7/179

Yine de en doğrusunu Allah bilir.

Mahmut AKYOL

 

 

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.