DOĞRULAR VE YANLIŞLAR!

logo5

DOĞRULAR VE YANLIŞLAR!

Birde baktın ki, içecek bir yudum su kalmamış…

Ne yaparsın?

Elinde satın alacak bir sürü para, alınacak bir yudum su yok…

Ne yaparsın?

Hâlbuki insanın ölümüne ve dirimine su lazım…

Söylenir ki Şeytan bir yudum su karşılığında insanın imanını satmasını ister…

İnsan iman zayıflığı karşısından çaresizdir ne yapsın!

***

İslam’ın şartı beştir.

  • Savım,
  • Salât,
  • Hac,
  • Zekât,
  • Cihat,

Doğru olan budur.

Bu son şart değiştirilince adeta diğerlerinin içi boşaltılmıştır.

***

Hz. Peygamberin en büyük sünneti kendi doğrululuğudur. Müslüman’ın en büyük işi de, bu doğruluğu gücü nispetinde yaşamasıdır!

Bundan şu anlaşılır: İnsanlar kendini kal ehli değil, hal ehli ile anlatması lazım

***

Hz. Ali şöyle dedi:

Dünya; ceza ve mükâfat yeri değil, imtihan yeridir. Ahiret imtihan yeri değil, ceza ve mükâfat yeridir. İnsanlar kendi elleriyle yaptıkları yüzünden ceza veya mükâfat görürler.”

***

Sen iyi, güzel ve doğru istikamette ol…

Sen hayâ timsali ol…

Sen Ömer ol…

Ömer’i bekleme…

Yeter ki sen Müminlerden ol…

1.Mü’minler gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.
2.Onlar ki, namazlarında derin saygı içindedirler.
3.Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler.

Mü’minun Suresi 1, 2, 3 Ayetler

***

Yeryüzünün sorunları, adaletsizlik ve eşitsizlikten doğar. Eşitsizliğin sebebi, “hırstır”. “Hırs” kötülüktür. Kötülük, içimizde ki “şeytandır”.

***

Din, kötü duyguları frenlemek için geldi. “Her kim Din’in gereklerini yerine getirir, pratiğe döker, ikiyüzlü davranmazsa; Allah, o insanın etrafında bir sevgi halesi oluşturur, insanlarda bu saf iman etrafında toplanır.”

8.Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riayet ederler.
9.Onlar ki, namazlarını kılmağa devam ederler.
10.İşte bunlar varis olanların ta kendileridir. Mü’minun Suresi 8, 9, 10 Ayetler

***

Kur’an’ı Kerimde bazı hayvan isimleri vardır. Araplar kızgınlık hallerinde bunları, birbirlerine karşı kullanırlardı…

Mesela; ‘aslandan kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi’ veya ‘aşağılık maymunlar olun veya ‘kitap yüklü eşekler’ veya ‘dilini sarkıtan köpek gibi’

Mesela; aşağıda ki maymun benzetilmesindeki maksat, insanın iştahının ve tutkularının peşinden gittiği içindir. Yoksa maymun aşağı bir mahlûk değildir.

Mesela; Domuz eti yemekten maksat, insanın domuzlaşması, önüne gelen helal-haram her şeyi yediği içindir.

Zira insanları, hayvanları, maymunları, domuzları, bitkileri, dağları, yolları, pınarları, çiçekleri yoktan yaratan Allah’tır.

***

Kur’an’ı Kerimde, kadın erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldı hükmü doğru değildir. Erkek ve kadın beraber yaratılmıştır. 12.Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık.
13.Sonra onu az bir su (meni) halinde sağlam bir karargâha (ana rahmine) yerleştirdik.
14.Sonra bu az suyu “alaka” haline getirdik. Alakayı da “mudga” 2yaptık. Bu “mudga”yı da kemiklere dönüştürdük ve bu kemiklere de et giydirdik. Nihayet onu bambaşka bir yaratık olarak ortaya çıkardık. Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şanı ne yücedir!

Mü’minun Suresi 12, 13, 14 Ayetler

“Biz sizi tek bir nefisten, tek bir türden yarattık. Onu da bir çift var ettik. Onlardan kadınlar ve erkekler türettik Nisa süresi ayet/1

***

Lut kıssasında sapkın bir olaydan bahsedilir. Şehrin zenginlikten şımarmış ileri gelenleri kadınlarını bırakmış; erkek çocuklarına ve gençlerine zorla, kapılarını basarak, musallat olmuşlardı.

Bu sefer, Lut Peygamber’in kapısına dayanmış, ‘Gelenleri bize ver’ demişlerdir.

Lut Peygamber’de, ‘Beni misafirlerimin yanında rezil etmeyin’ demişti…

Lut Peygamber, bu zorbalarla karşı karşıya kalmıştır.

Yeryüzünde bir zorbalık varsa, mutlaka karşı çıkılmalıdır.

***

Hz. Peygamberin dokuz yaşında bir kızla evlendiği söylemi doğru değildir.

Doğrusu Hz. Peygamber Ayşe ile evlendiğinde, kendisi 53–54; Ayşe de 19–20 yaşındaydı.

O günkü toplumda kadınlar doğdukları yaşa göre değil, regl görmeye başladıkları yaşlarını söylerlerdi.

Yani 9’uncu yılım demek regl görmeye başlayalı demekti…

***

Kur’an’ı Kerim’in geliş sebeplerinden biride, çok eşliliği teke indirmek içindir. Zaten o dönem Arap toplumunda çok eşlilik yaygındı. Mekke, Medine 7’inci yüzyıl orta Arabistan’da bir çöl kasabasıdır. Herkesin zaten yanında 10-15 tane kadın vardı. Tek eşli olan kimse yok gibiydi. Her erkeğin on tane cariyesi vardı.

***

Kur’an’ı Kerim’de kadını dövmek yoktur.

İslam, kadınları dövün demiyor.

Dövmek diye bir şey yok. Toplumda dövmek var, Fakat Kur’an’ı Kerim’de yoktur. Kurtubi, Şafi, Razi gibi âlimler, dövmeyi çeşitli şekillerde almış olsa da doğru olan; Hz. Peygamberin uygulamasıdır.

Hz. Peygamber evliliği boyu hanımlarına bir kez olsun, el kaldırmış değildir. Hanımlarıyla problem yaşadığı zamanda, önce onlarla konuşmuş, sonra yatağını ayırmış ve anlaşma sağlanınca da tekrar eski yaşamına geri dönmüştür.

Diğer yandan geçinemeyen eşlerle ilgili beş şey söylenmiştir.

  1. Önce oturun konuşun,
  2. Sonra ev içinde yatakları ayırın,
  3. Sonra evi ayırın,
  4. Sonra saygın hakemler çağırın onlara durumu bahsedin,
  5. Eğer o da olmuyorsa boşanın,

***

İslam’da kadına “Zina” sebebiyle Recm, adamı taşlamak yoktur. Onlar Kuran’da geçmiyor. Asıl olan adaleti sağlamaktır.

Kur’an’ı Kerim, kadınlar evlerinde otursun demiyor. Herkesin zorla örtünecek diye bir kaidesi yoktur. Yani kadının en mahrem saçının teli değil, görülmesi gereken yerler hariç, zaruri olan yerlerini örtsünler diyor.

Ayetlerin indiği Arap toplumunda başını örtmeyen bir kadın mecburen örtmek zorundadır. Bunun sebebi şudur.

  • Sıcak,
  • Çöl kumları…

***

Kur’an’ı Kerim; “Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve inananların hanımlarına, dışarıya çıkarken üstlerine örtü almalarını” söyle. Bu, onların tanınmasını ve incitilmemesini sağlayan en uygun yoldur. Allah çok bağışlayıcıdır; merhamet sahibidir.” Ahzâb / 59

Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar ve iffetlerini korusunlar. Bu onlar için daha arındırıcıdır. Allah onların bütün yaptıklarından haberdardır.” Nur Suresi 30. Ayet

***

Hz. Peygamber’in iki tane cariyesi olduğu görüşü doğru değildir.

Köleliğe karşı olan, kölelere özgürlük diyen bir dini insanlığa taşıyan biri, nasıl olur da böyle bir yanlışın içinde yer alır?

Dikkat edecek olursak Kur’an’ı Kerim; çok eşliliğe ruhsat vermediği gibi, çoğu aza indirme yönünde bir gayret taşır.

***

Cuma namazı kadınlar üzerine de farzdır!

Kur’an’da kadınların Cuma namazından muaf tutulduğuna dair bir ayet bulunmuş değildir.

Müslüman kadın, devlet başkanlığı yapamaz diye Kur’an’da yasak bir hüküm bulunmamaktadır.

Bir göreve gelmek için gereken ehliyet ve liyakat şarttır. Bu sebeple kadının mahrumiyeti sosyal bir durumdur.

Değilse kadın namaz da kıldırır, cumaya da, bayram namazlarına da katılır, cehren Kur’an da okur…

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.