ÖLÜMÜ GÖZE ALANLAR VE GEÇMİŞİN HAFIZASI…

logo5

ÖLÜMÜ GÖZE ALANLAR VE GEÇMİŞİN HAFIZASI…

Gençliğimi kaybedeli yıllar oldu. Çevrem birer ikişer boşalıyor. O yılları meğer ne kadar da duygusal ve müsrif tüketmişim. Alacaklı olanlardan Rabbime sığınırım!

Geçte olsa bugün için söz verdim. Ülkeme, İslam coğrafyasına, doğaya, iyilik, güzellik ve doğruluk adına bir şeyler hala yapabilirim. Yapmakta geç kalmış sayılmam. Çünkü şehitlerimin ve ölmüş olanlarımın bıraktığı mirası yemek bana “AR” geliyor.

***

Gelin birbirimize iyilik edelim, adalet ve merhametli davranalım, kimseyi ezmeyelim, kimseyi sömürmeyelim, yoksulu gözetelim, zayıfın elinden tutalım… Bu duyguları zinhar kaybetmeyelim.

Bu duygular imanımızın görüntüleridir. Dahası bunlar kul hakkıdır… Bunlar, kulların birbirlerine karşı yaptıkları fiili dualardır…

Çünkü Allah, önce bu davranışlarımıza bakacaktır!

İnsan hırsı sebebiyle tabiatı bozdu ve değiştirdi. Bu büyük bir ‘Kamu’ hakkıdır. Allah, cümlemizi korusun!

***

Gün gelir de bu âlemden gidersem; dost bildiklerine hiç sırtını dönmedi, hep sevdi, zulme karşı ve mazlumun yanında hep durdu deyin…

Vatan diye bir derdi vardı diye söyleyin!…

Niceleri geldi, neler istediler,

Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.

Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?

O gidenler de hep senin gibiydiler.’

***

Yeryüzünün en tehlikeli silahı, ‘ölümü göze alan insandır.’

Bu Millet, Abdülhamid’den beri bedel ödüyor!

En şiddetli bedeli de, 15 Temmuz FETÖ darbesinde ödendi. Çünkü Abdülhamid zamanında Osmanlı yıkıldı ve parçalandı. 15 Temmuz FETÖ darbesinde Türkiye tarihten silinmek istendi!

Her zaman olduğu gibi bu aziz millet çıplak ve kavruk elleriyle yeniden bu zincirleri parçaladı. Bu prangaları boynumuza ‘NATO’ marifetiyle ‘ABD’ tarafından geçirilmek istendi… Yani bu iş Evanjelist Hristiyan ve Siyonist Yahudiler eliyle yapıldı.

FETÖ, bu güçler eliyle dünyaya servis edildi. Tıpkı PKK, PYD, DAİŞ gibi…

Araf suresi 51. ayetinde mealen şöyle denildi:

O kâfirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar bugüne kavuşacaklarını unutmuşlardır. Ayetlerimizi inkâr ettikleri ve bugüne kavuşacaklarını unuttukları gibi, biz de bugün onları unuturuz!’

Ezcümle unutulmasın ki:

Siyaseti, Cemaatları ve tarikatları ‘KİBİR, HIRS ve HASET’ besler.

***

Müslümanlar için çarpıcı bir misal:

Sahabiden Sümeyye ve kocası Yasir İslam’ın ilk şehitleridir. Bunlar hem köle ve hem de ihtiyardılar. Müşrikler bunlara akıl almaz işkenceler yaptılar. Onların bu halini gören Hz. Peygamber; ‘Sabredin, ey Yasir ailesi! Size vadeliden yer, Cennet’tir.’ Dedi.

Oğulları Ammar, Bedir Savaşında Ebu Cehil’i öldürüldüğü zaman, Peygamberimiz ‘Allah’u Teâlâ annenin katilini öldürdü.’ dedi.

Bu üç sahabe görünüşte zayıf kimselerdi…

Lakin yanlarında Allah’ın gücü vardı, bunu azgın Müşrikler göremiyordu. Müşrikler, Allah’ın bu Müminlere cenneti canları karşılığında verdiğinden haberleri yoktu… Müslümanların gücü buradan gelir!

O halde:

Gelin, Cenneti kazanma yollarını arayalım,

Gelin, insanlığın iyiliği için çalışalım!

Gelin, Sözün namusunu savunalım,

Gelin, adaletin inşası ve zulmün zail olması için yaşayalım!

Çünkü yaptıklarımız bize ‘ŞAHİT’ olacaktır. Değilse dünya, kimseye kalmaz…

***

Kur’an tembeli ve cehaleti asla sevmez! Bu bakımdan Müslüman bilinç sahibi olmalıdır.

Yani bir Müslüman şirke düşmemek için ‘Tevhidi’ iyi kavramalıdır.

Sevgi ve merhameti sonsuz Allah’ın adıyla

  1. De ki; O Allah bir tektir.
  2. Allah eksiksiz, sameddir. (Bütün varlıklar O’na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir)
  3. Doğurmadı ve doğurulmadı.
  4. O ‘na bir denk de olmadı.

(İhlas Suresi 1-4)

Mesela ‘Melek’ kavramını bu açıdan misal olarak ele alalım.

Melek’ Allah’ın melekeleridir. Melek; İbranca da, Arapça da ve Sami muhayyilesinde farklı farklı anlaşılmakla birlikte, hepsi de Allah’ın Melekeleridir. Mesela ‘Cebrail’ denildiğinde Allah’ın karşı konulmaz gücünden, ‘Mikail’; denildiğinde Allah’ın bereket, bolluk gücünden, ‘Azrail’ denildiğinde Allah’ın sonlandırma gücünden söz etmiş olursunuz…

Yoksa bunlar Allah’ın ortağı şeyler değildir!

***

Bu neme nem bir demokrasi ve özgürlük ki, herkes her şeyi yapıyor, ekonomide akıl almaz yollara sapılıyor, hırsızlık yolsuzluk yapılıyor yine de demokrasi ve özgürlük yok deniliyor.

İnsanlık azdı, sapkınlık arttı. Helal ve haram tanınmaz oldu. Yine de Memleket şeriata geri döndü deniliyor.

Bugün Türkiye’de Menderes, Erbakan ve Özal döneminde olduğu gibi sanayi ve enerji koridorları hamleleri yapılmaktadır.

Adnan Menderes, girdiği her seçimden halkın açık ara desteğiyle çıksa da ‘diktatörlük’ iddiasıyla 27 Mayıs 1960 darbesiyle iktidardan uzaklaştırıldı.

İngiltere ve ABD arşivlerinde ortaya çıkan belgelerde, 27 Mayıs 1960 darbesinin ardında bu iki siyasi gücün olduğu görülmüştür.

Bugün Türkiye Batıya, ekonomik ve siyasi bağımlı olmaktan kurtulmak için var gücüyle çalışmaktadır.

Buna rağmen Türkiye’nin önü ‘terör ve post modern darbelerle’, bugün ki gibi 27 Mayıs 1960’daki operasyonlarla kesilmek istenmektedir. Yani Abdülhamit Han’dan beri aynı oyun oynanmaktadır!

O dönemde de her yapılan iyi işler engellenmiş, her vatansever ‘hainlikle’, her dürüst yönetici ‘hırsızlıkla’ suçlanmış ve itibarsızlaşmaya çalışılmıştır.

Millet evlatlarının bu oyunları görmek zorundadır.

Bu Millet evlatları bir avuç da olsa, canı gönülden mücadele verirler ise inkârcılara, müşriklere ve münafıklara karşı galip geleceklerdir.

Yeter ki hak ve adalet üzere el birlik göğüs gersin, el birlik acıları paylaşsınlar!

O zaman şanı yüce Allah, vadini yerine getirir, Hakk’ı üstün tutar!

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.