TAZARRU, İNSANIN KORKULARI VE DİNİ DÜŞÜNCE YANLIŞLARI…

logo5

TAZARRU, İNSANIN KORKULARI VE DİNİ DÜŞÜNCE YANLIŞLARI…

  1. Tazarru, Allah’a yalvarmak ve yakarmaktır.
  1. Korku, insan fıtratının bir gereğidir. Bu korkuların başında ‘AÇLIK’ gelir. Yaşamı tehdit eden açlık, insanı akıl almaz yollara götürür… Paranın gücü insanı azdırır. Hayvanların aç, insanların tok olduğu bir beldede tehlike çanları çalıyor demektir!
  1. Eski İslam kültürünün Kur’an’la bir ilgisi yoktur. Müslümanlar kendilerini sorgulamaya cesaret edemedikleri ve kendilerini sorgulamaktan korktukları için, Siyasallaştırılmış İslam’ın içinde bocalamakta, birbirlerine kılıç sallayıp duruyorlar.

Kendini sorgulamayan kişiler ve toplumlar sadece mazeret üretirler. Bu cümleden bakıldığında görülecektir ki Kur’an, Müslümanların gündeminde yok! İslam’dan nasipsiz güçler, içimizdeki hainler, bize hep tuzaklar kuruyor ve bizi param parça yapmaya çalışıyorlar. Allah bunlara fırsat vermesin…

***

Biran için kendilerine bir hayrı olmayan Müslümanların iktidar olduklarını düşünün. Acaba İslam dünyasının hali nice olur, akan kan durur mu?

Durmaz! Çünkü kendisi kan davalı olmuştur…

Peki, din adına ülkemizde neler olur?

  • Yakmaz ölü kefenleri yok satar…

***

Geçmişin acıları

Dört halifeden üçü suikast sonucu öldürüldü. On İki İmamın yedisi zehirlendi. Üçü katledildi. Hazreti Peygamber’in torunu Kerbela’da şehit edildi, Harre Vakası oldu. Mekke yakıldı. Bütün bunları Müslümanların iktidar hırsları yaptı!

***

Eski İslam kültür anlayışı önümüze şu itikatları koydu:

  • Dinden döneni öldürün’,
  • Yedi yaşına kadar çocuk namaz kılmazsa dövün’,
  • Namaz kılmayanı kırbaçlayın’,

Muhafazakâr İslam Anlayışı, hala Allah’ın birliği ‘Tevhit’ konusunda birlik sağlamamışken, ‘Hâkimiyet Allah’ındır’ demekle neyi anlatmak istiyor?

Tek olan sadece Allah’tır.

Fakat yarattığı âlem ve her şey çoktur ve rengârenktir. Yani yaratılan insanlık dünya âlem çoktur ve rengârenktir. Akılda, fikirde, yaşantılarda böyledir. Hayat çokluk ve çeşitlilik üzerine kurulmuştur.

***                                                    

Namaz, Hacc, Oruç, Zekât ve Cihat nüsuktur. Bunlar ibadete giriştir. Bunlar doğrudan ibadet değildir. Bunların hepsi aynı zamanda fiili dua ve tazarrudur.

Hacc, merhamet, eşitlik mahşer provasıdır. Zekât, ötekini düşünmektir.

Mesela bir kişinin kıldığı Namaz, tuttuğu Oruç, yaptığı Hacc, Zekât ve Cihat; eğer bunlar kişide bir değişiklik yapıyorsa, o kişi ibadet yapıyor demektir. Değilse, Ebu Cehil gibi ibadet yapıyordur.

Allah insanları, başkasına değil, sırf kendine kulluk etsinler diye yaratmıştır.

Subhaneke en güzel bir tazarrudur.

‘Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür. Senden başka ilah yoktur.’

Peygamberler yanlış gelenekleri ve yanlış atalar kültürünü düzeltmek için gönderilmiştir.

Nebiler, Usvetün Hasenedir. Yani İyilik, güzellik, doğruluk davranışlarıyla örnektirler. Diğer yandan bütün Peygamberler ‘ahbâr’ dır.

Evanjelist Hıristiyanlar İsa’nın dünyaya yeniden geleceğine inanırlar. Hâlbuki her insan gibi İsa’da ölmüştür, ancak mahşerde dirilecektir.

Hepimiz de zamanın ahbarları olmak, bilgi, iktidar ve serveti ellerinde tutanlara karşı adaleti savunmak zorundayız.

İmanın içinde potansiyel olarak imkânda vardır! Bunu ortaya çıkarmak Müslüman’ın imkân ve kabiliyetine bırakılmıştır.

İbadette olduğu gibi imanda da şahsilik vardır.

***

Sıkça söylemeye çalıştığım gibi, Allah zenginleri zenginlikleriyle, fakirleri de fakirlikleriyle imtihan etmez. Bunu kaderden saymak, başka bir gaflettir.

Allah insana her şeyi bir emek karşılığında vermiştir. Bu sebeple, herkesin kaderi kendi boynuna asılıdır. Allah’ın içinde bulunmadığı hiçbir olay yoktur.

Yani kulun yaptığı şeylerin enerjisi Allah’a aittir. Allah bu enerjiyi vermezse, kul hareket edemez!

Yeryüzünde rızık meselesi, büyük sorun olmaya devam ediyor. Allah’ın her günü yeryüzünde milyonlarca insan aç yatıp aç kalkıyor. İşte insanoğlunun imtihan alanı burasıdır. Buna, ‘Hukuku’l İbad’ (Kul Hakları) denir.

  • Kul Hakları Dinin direğidir.

Eğer insan Allah’a güvenmiş olsaydı, rızık için gökten bir damla fazladan su indirdiğine, yerden bir nebat fazladan bitirdiğine de inanırdı.

Para tanrısı ‘Mamon’ egemenliğini sürdürmezdi. Yeryüzünde “Bilgi, iktidar, servet” bir avuç insanın elinde bir tahakküm aracı olmazdı. ‘Kapitalizm’ alabildiğince çıldırmaz, para büyücüleri (bankalar) halkı köle etmezdi…

Artık daha geç kalmadan ‘Lehu’l-Mülk’ diyelim! Ne yazık ki günümüzde ‘Kelime-i tevhid, Lehu’l-Mülk’ den’ koparılmış, sadece zikir virdi haline sokulmuştur.

Hacc’da milyonlarca hacı yeri göğü inleterek Kâbe etrafında ‘Telbiye’ getirirler. Yazık ki bunun ne anlama geldiğini Hacılar bilmiyor. Hâlbuki en büyük ‘eşitlik’ Kâbe’nin etrafında dönmektir.

Batıda Rönesans ve reform, hareketleri dini alanda yapılan tartışmalar ile başladı. 1789 Fransa devriminin temelleri 300 yıl önce, kiliselerde ve dini alandaki tartışmalarla atıldı. Özgürlük, kardeşlik ve eşitlik devrimlerine ancak bu zamanda ulaşıldı.

Hâlbuki Müslümanlar bu nimetlere 14 Asır önce ulaşmıştı…

***

Kur’an, Peygamber ve Din üzerinde yapılan her olumsuz davranış Müslümanları rencide etmiş ve incitmiştir. Batının bu sömürge ve emperyalist heveslerine karşı çıkmak, İslam dünyasının yeraltı ve yerüstü kaynaklarını gasp etmelerine karşı çıkmak, Müslümanların önde gelen birinci görevi olmalıdır.

O size kitapta şunu indirmiştir: Allah’ın ayetlerinin inkâr edildiğini veya onlarla alay edildiğini duyduğunuz zaman, onlar bundan başka bir söze dalıncaya kadar onlarla birlikte oturmayın! Aksi takdirde siz de onlar gibi olursunuz.  Şüphesiz ki Allah münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.

(Nisâ Suresi 140. Ayet)

Şimdi de aslı yok, uydurma bir rivayetten bahsedelim. Güya Hz. Muhammed, kendisine şiirler yazarak alay eden bir müşrik şair için:

Beni bunun elinden kurtaracak yok mu’? Der…

Bunun üzerine iki sahabe, şairi arkadan hançerleyip öldürür. Hâlbuki Hz. Muhammed’in böyle bir teşebbüste asla bulunmamıştır!

Mehmet Akif; ‘Nebiye atf ile binlerce herze uydurdun./Yıktın da dini Mübin’i yeni bir din kurdun.’ Hurafe tartışmalarına güzel bir cevaptır.

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.