ARAP BAHARI, SOROS, MOSSAD VE CEMAATLER

logo5

ARAP BAHARI, SOROS, MOSSAD VE CEMAATLER 

Yine zamanın sözünü söylemek lazım…

Dünya açgözlüler ve korkaklar tarafından yönetiliyor!” Bu ne kadar acı…

Bir yandan açlık korkusu, diğer yandan ölüm korkusu insanlığı hep uç noktalarda yaşamaya mahkûm ediyor…

Dünya İran üçlü Konferansına kilitlenmişti. Fakat dağ fare doğurdu. Rusya Amerika ile anlaşmış gibiydi. İran Rusya’nın ağzına baktı. Rusya masaya adeta Esed’i temsilen oturdu. Türkiye’de her zaman olduğu gibi, muhataplarının dost olduklarını düşünerek, meseleye dürüstçe bakmaya çalıştı.

Bir kere daha görüldü ki,  açgözlüler ve korkaklar karakterinin dışına çıkmıyor..!

Esed ve Rusya ayrım gözetmeksizin “İDLİB”i bombalayacak, Kalanlar Türkiye sınırına dayanacak… Bundan da anlaşılıyor ki mesele Türkiye’nin kuşatılmasıdır! Maalesef faturayı Türkiye ödeyecek!

AB Ülkeleri, eski alışkanlıkları gereği, bol keseden yardım edeceklerini söyleseler de eski kaypak alışkanlıklarına dönecek, açgözlülük ve korkaklığa onlarda esir olacaklardır..!

Dâr-üs-selâma kan ağlıyor..!

İsrail’in utanç verici tutumundan, Şeytan İngiltere sorumludur. Çünkü İsrail Filistin topraklarına Şeytan İngiltere’nin çabaları sonucu yerleşti. Her türlü devlet olgusundan mahrum, korsanlık ve terörde mahir İsrail, asırlar boyu milletlerin kanını emmiş, gayr-i meşru her yolu kullanarak ayakta kalmış, milletlere hükmetmiş İsrail Oğullarının varisidir.

Buna karşı mustazaf için söylenecek söz:

“Yaşasın Filistin! Yaşasın Filistin Halkı! Yaşasın mazlumlar! Yaşasın mazlumların safında duranlar”

Her fırsatta genlerinden akıp gelen insanlıktan utanmadan ve sıkılmadan ortaya döken bu kavmin bugünkü artıkları, kendisiyle birlikte dünyanın sonunu hazırlıyorlar, Allah sonumuzu hayra tebdil etsin.

Ömrümüz insanlık adına kuyuya atılan taşları çıkarmakla geçti…

Anlaşıldığı gibi “mahallenin delisini” insanlık adına terbiye etmek yine bize düştü…

Yakın zaman önce Tunus lideri Bin Ali’den, Yemen lideri Salih’ten, Libya lideri Kaddafi’den ve Mısır lideri Mübarek’ten ve Arap Baharı süreci içinde bir dizi Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden söz etmek gerekirse; bunların tamamı demokrasiye kurban edildi. An itibariyle, buralarda iç kargaşa ve çatışmalar devam etmekte, çocukların, kadınların, silahsız masumların kanları dökülmektedir.

Bakıyoruz ki, bu ülkeler iktidar kavgaları, iç çekişmeler, çaresizlik ve yalnızlığa terkedilmişlerdir. Özellikle Irak ve Suriye fiilen bölünme tehlikesi yaşamaktadır.

Suriye’de başlayan iç savaş halen sürmektedir!

Bahreyn’de Kraliyet Ailesi rejime karşı yapılan eylemleri sert bir şekilde bastırmaktadır!

Yemen, Suudi ve İran güçlerinin adeta oyun alanı…

Suud, ABD’nin 51 eyaleti…

İran, Rusya’nın emir eri…

Myanmar’da Müslüman Halk, büyük bir kıyım yaşıyor!

Bu arada TL’deki değer kaybı Türkiye’yi sallasa da Müslüman Türk Milleti büyük bir direnç içinde…

Arap Baharı, ülkelerini ve halklarını yok oluşun eşiğine gelmiştir.

Irak ve Suriye parçalanırken, İran ve Türkiye siyasi ekonomik istikrarsızlığa çekilmek istenmektedir.

Kıptilerin Diyarı Mısır, Tahrir Meydanı’ndan Müslüman Kardeşler iktidarını çıkardı. Fakat bu da çok sürmedi, ABD, İngiltere ve İsrail maharetiyle, demokrasi adına Askeri darbe yaptılar.

Kaddafi, uzun yıllar Arap dünyasının en dikkat çeken ve en ilginç lideriydi. İlginçliği Batı’ya kafa tutmasından dolayıdır. Onu da canıyla ödedi.

ABD Libya’da bazı aşiretleri ve siyasi grupları silahlandırdı. Gösteriler kısa süre içerisinde silahlı çatışmalara dönüştü. Sayıları tam olarak bilinmese de binlerce kişi öldü. Libya yok edildi.

Birleşmiş Milletler ve NATO, Egemen güçlerin sömürü alanlarını genişletmeleri için demokratik(!), meşru(!) kurulmuş yerlerdir. Ölümlere buralarda meşruiyet kazandırılır ve infaz yahut linç edilir, cesetler, günlerce halka sergilenir, emperyalist güçlere kafa tutmanın bedelini ve dehşetini gösterilmek istenirdi…

Sözde Arap Baharı’ nın başladığı ülke Tunus’tu.

Yemen öyle…

Bütün buralarda neden, niçin yolun sonuna gelindi? Hemen söyleyeyim:

Bu ülkelerde bir iz dahi olsa, İsrail karşıtı potansiyel güçleri yok ederek, İsrail ırkının yücelmesi ve Arz-ı Mev’ud Toprakları üzerinde Büyük İsrail Devletinin kurulması için önündeki tüm engelleri yok etmek…

Burada Macar Yahudi’si George Soros ‘un dolarlarını, ABD, İngiltere ve İsrail oyunlarını unutmamak gerekir…

Buradan bir yere gelmek istiyorum.

Geçtiğimiz bir zaman öncesinde Can Paker, Tempo Dergisi’nde Türkiye’de, Ünlü Yahudi asıllı spekülatör olan (uluslararası vurguncu) George Soros’ un yardım ettiği dernek ve vakıfları Can Paker açıklamıştı.

Bu vakıfları başında TESEV geliyor. Devamında da bir sürü vakıf ve dernek…

Güya bu “Açık Toplum Enstitüsü”, beş temel amaç için kurulmuş (!)

Siyasi reform, AB, medya, cinsiyet, bölgesel eşitsizlikler ve sivil toplum” çalışmalarının inşası…

Soros’ tan en büyük yardımı alan kuruluş TESEV, Aslında bir Yahudi örgütlenme olarak gündeme gelmiştir. Bu inkâr edilemez bir gerçektir.

Bu kuruluşların amacı, İsrail amaçlarına hizmettir. Kuruluşlarına bakılacak olursa hepsi de, çok masum dermek ve vakıflardır.

Gelelim bize

Diğer taraftan an itibariyle Dünyada mevcut İslam ülkelerinde yüzlerce cemaat ve tarikatlar, İsrail MOSSAD tarafından finanse edilmektedir.

Yani Müslüman kimlikli insanlar önce ortaya konulmuş, Onlara İslam’a mugayir sözler söyletmişlerdir. Daha sonrada o kişilerin etrafında taraftar kitleler toplamışlardır. Bu sayede Müslümanlar aranda tefrikaya başlamışlardır.

Müslümanlar da Angut gibi ölene kadar kendi efendisine toz kondurmamış ve tefrikasını sürdürmüştür.

  • Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm” Yunus Emre taraftarlarını,
  • Cübbemin içindeki Allah’tan başkası değildir” Beyazıt Bestami taraftarlarını,
  • Biz veliler peygamberlerden üstünüz, her şey Allah’tır, Allah her şeydir” İbn Arabi taraftarlarını,
  • Veliler Tanrının çocuklarıdır” erotizmin dibini bulan Celaleddin Rumi taraftarlarını,
  • Kadınların bilmem hangi uzuvlarında Allah’ın tecellisini gördüm” İmam Rabbani taraftarlarını,
  • Müridim ister doğuda olsun ister batıda, dara düştü mü yetişirim imdadına” ve “Kabrim Beytullahtır, emrim Allah’ın emridir, ol dedim mi olur” Abdulkadir Geylani taraftarlarını,
  • Bu kitaplar bana yazdırıldı, ben yazmadım, ben Ali’nin müjdesiyim” Said Nursi taraftarlarını,
  • Canını almaya gelen Azrail’i azarlayarak geri gönderen Allah’ın (haşa) ete kemiğe bürünüp Mahmut diye göründüm” Şıh Mahmut taraftarlarını,
  • Yanmaz kefen ve rüyada Peygamber gösteren terlik mucidi, sakal suyu pazarlamacısı” Cübbeli Ahmet taraftarlarını,
  • Çocuğuna, eşine hükmetmekten aciz lakin ahırını meleklere temizleten” Menzil Şıh’ı taraftarlarını,
  • Peygamber toplantılarımıza geliyor, ülkenin yönetimini bizlere bıraktı” Pensilvanya papazı Fetö taraftarlarını,
  • Kendini Mehdi sanan İslam’dan nasipsiz” Adnan Oktar, Haydar Baş, Nazım Kıbrisi, İskender Evrenesoğlu taraftarlarını vs. iddia edilen daha nice İslam dışı görüş ve kişileri desteklemiş, halen de desteklemektedir. MOSSAD’ın verdiği destek, herkes tarafından bilinmektedir.

Sözün Özü:

Bu sapık topluluklara Allah, rahmetini ve bereketini hiç indirir mi?

Bu sapık görüş ve düşünce taraftarlarını içinde barındıran bizlere yardım gönderir mi?

Kim bilir belki Allah, bu toplulukları biz dahil yok edecek, yerine başka bir topluluk getirecektir.

O halde, Soros’un ve İsrail MOSSAD’ın oyununa gelmeden; Allah’ın ipine sarılalım..!

Mahmut AKYOL

 

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.