SOSYAL HAYATIN TEMEL SORUNLARINDAN KURTULMANIN YOLLARI

logo5

SOSYAL HAYATIN TEMEL SORUNLARINDAN KURTULMANIN YOLLARI

İnsanlığın temel sorunları arasında önemli biri var ki, hayatın devamıyla yakından ilgilidir.

Bu, “üretmek ve ürettiklerini paylaşmak”tır.

Üretmenin ve ürettiğini paylaşmanın zıttı, ”tembellik ve cimrilik”tir.

Üretmek ve paylaşmak hayatta bir denge, tembellik ve cimrilik ise dengenin bozulmasıdır.

Aslına bakılacak olursa “paylaşamamak” insanlığın en kadim sorunudur…

Cimrilik, bitecek korkusudur…

Üretme ve paylaşma ilkelerini en mükemmel ortaya koymuş olan İslam’dır. Onu hayata taşıyan da Allah’ın Nebisidir. İslam’ın “Sosyal Sistemi” Müslümanların ürettiklerinden fazlasını, muhtaç başka biriyle bölüşmesidir.

İslam Dini toplumsal sorunu, bu şekilde çözmüştür.

Ancak Zaman zaman Müslümanlar, bu ilkeyi pratiğe geçirmekte zorlanmışlardır. Çünkü insan burada nefsine yenilmiştir. Dolayısıyla insan için üretmek ve paylaşmak, can yakıcı bir hal almıştır.

Diğer taraftan beşeri planda İslam’a alternatif “Kapitalizm ve Sosyalizm” ortaya çıkmıştır. Bu çıkış tesadüf değildir. Bunların özü de “tefecilik” vardır. Tefeci Bezirgânlar, faiz yoluyla insanları önce borçlandırmış, sonrada toplumlar üzerine tahakküm etmişlerdir.

Kapitalizm üretimi, Sosyalizm paylaşımı esas alarak ortaya çıksalar da, uygulamada başarılı olamamışlardır.

Gerçekte her iki “Sosyal Sistem” insanları mutlu edememiş, her ikisi de insanlığı Beynelmilel Siyonizm’in insafına bırakmış, Siyonizm de insanları kendine köle yapmıştır.

Bu kölelikten insanlık ancak; başkaldırmakla kurtulacaktır! Bağımsızlık Mücadelesi Ruhu yükseldikçe, Siyonizm’in ateşi sönecektir!

Kur’an-ı Kerim “Alak” Suresi’nde Allah’ın iki özelliği öne çıkarılır.

  1. Halk etmek
  2. Kerem sahibi olmak

Bu ilk surenin ilk beş ayeti içinde ilk önce, bu iki özellikten neden bahsedilir?

Yirmi üç sene sürecek vahiy, neden bu iki kavramla başlatılır?

Çağlar öncesinden elimize ulaşmış sıradan bir arkeolojik metin olmadığı kesin olan, o günden başlayıp kıyamete kadar devam edecek olan Kuran, bu Halk etmek ve Kerem sahibi olmaktan neden bahseder?

Yaratma olmuş bitmiş değildir. Halen, anbean devam etmektedir. Allah’ın keremi de kıyamete kadar sürekliliğini sürdürecektir.

Halk ve Kerem sözlerinin her ikisi de Allah’ın özelliğidir.

Yani hem üretmek ve hem de verip/paylaştırmak, en mükemmel şekilde Allah’a mahsustur. Allah, ne yaratmışsa, kendine bir şey saklamadan onu kullarına vermiştir. Yarattığı her şeyi kullarına sunmuştur.

Buna karşılık Allah kulundan bir bedel olarak sadece bir “şükür” istemiştir. Yani Allah, insandan nefsine ve hırsına kapılmadan elinde ki fazlalıklarını paylaşmasını istemiştir. İnsanoğlunun nasıl değil de, niçin yaratıldığının ve varlık sahnesine neden çıkarıldığının anlamı bu olsa gerektir.

Nefsi ve Hırsı (cimriliği) sebebiyle üretmek ve paylaşmak insan için can yakıcı bir mesele olmuş olması bundandır. Hatta bu konuda en hafifinden denilmiştir ki: “Sizin en hayırlınız insanlara en çok faydalı olanınızdır.” Bunun şöyle anlaşılması da mümkündür: “Sizin en hayırsızınız insanlara hiçbir faydası olmayanınızdır.” Eğer insanlara verecek, infak edecek ve paylaşacak hiçbir şeyiniz yoksa bile, onlara “tebessüm edin, gülümseyin” Denilmiştir. Buna rağmen günümüz insanı bunu da başaramamış, “Can’ı Gönülden” Allah’a kul olmak yerine, Kapitalizmin ve Sosyalizmin kölesi olmaktan kurtulamamıştır!

Cenab-ı Hakka bağlı kalarak varlığını sürdürmeye çalışan Müslümanlar eğer, birlik içinde Hak yolunda yürür, birbirine karşı sadakatli, vefalı olur, sıkıntılarını paylaşır, cesaretli şekilde gözünü budaktan sakınmadan Kapitalizm ve Sosyalizm karşısında durur, İslam’ın onur ve izzetini kişiliğiyle temsil ederse; ancak o zaman tarihe bir iz bırakılabilirler!

Cenab-ı Hakka bağlı kalarak varlığını sürdürmeye çalışan Müslümanlar eğer, bu topraklarda zulm edenlere, halkın malı ve parasını yiyenlere, onların üzerinden geçinenlere, ocakları söndürenlere karşı el birlik olur, adalet, sevgi, merhamet ve dürüstlük içinde olur, ikiyüzlü davranmazlarsa, o zaman tarihe bir iz bırakılabilirler!

Yine Cenab-ı Hakka bağlı kalarak yaşayan Müslümanlar, kardeşinden “haberdar” olur, Müslüman geçinen bir “münafık” olmaz, o pisliğinden kurtulur, iyilik, güzellik, doğruluk, hak, adalet, eşitlik, birlik ve barış için çalışır, güçlüklere el birlik göğüs gererse, o zaman tarihe bir iz bırakılabilirler!

Cenab-ı Hakka bağlı kalarak varlığını sürdürmeye çalışan Müslümanlar eğer, Haccı mahşer, eşitlik, sabır, istişare, cömertlik provası, yine Orucu da “zekât” verme ve açlık provası olarak anlarsa, o zaman bayram yapılmış olurlar!

Sosyal Sistemleri Hak ve Batıl diye ayırmak mümkündür.

Hak Sosyal Sistemler adalet, eşitlik, özgürlük, sevgi, merhamet, doğruluk, dürüstlük gibi kavramlarla beslenir.

Batıl Sosyal Sistemler bozuk sistemlerdir. Nefis, haksız yere halkın malı ve parası üzerinden geçinen, ekmediği yerden biçen, ocaklar söndüren, hırs, cimrilik, sömürü, kul hakkı ve pislikten beslenir.

Bütün dini, sosyal, politik ve ekonomik hareketlerin kaderi hep buradan geçer.

Eğer Hak Sosyal Sistemler yaşarsa âlem adaletle şenlenir, Batıl Sosyal Sistemler yaşar, toplumlara tahakküm ederse, dünyanın sonu geldi demektir…

Şimdi insanlık İslam’ın Sosyal Sistemine ve Allah’ın Nebisine her zamandan daha çok muhtaçtır!

Eğer; servet, siyaset, şehvet ve şöhreti İslam’ın Sosyal Sistemiyle terbiye yapmadığımız sürece dünya iflah olmayacaktır! Aynı şekilde yıkılmayacağı zannedilen mülkü ele geçiren Batıl Sosyal Sistemlerin sonları da berbat olacaktır!

Şimdi bana bu kelimeleri yazdıran Allah’ıma hamd olsun. O’nu över, O’na şükrederim. O’ndan medet umarım. O’ndan bağışlanma dilerim, Tevbe ederek O’na itaate yönelirim. Nefisimin kötülük telkinlerinden ve kötü ameller işlemesinden O’na sığınırım.

Muhammed’in O’nun kulu ve Resulü olduğunu kabul ve tasdik ederim.

O bir hutbesinde dedi ki:

Ey Allah’ın kulları, size Allah’a sığınmanızı, emirlerine yapışmanızı, günahlardan arınmanızı, azabından korunmanızı öğütlerim.”

Allah kime doğruyu gösterirse, kimse onu hak yoldan saptıramaz! Her kimin Allah ile bir sorunu varsa; bilmiş olsun ki, mutlak galip Allah’dır..! Bütün dini, sosyal, politik ve ekonomik hareketlerin kaderi buradan geçer.

Bilgi’yi Erdemle, İlmi İrfanla, Dünya’yı Ahiretle, Aklı Vahiyle harmanlamalı, İyiliği ve adaleti özümsemiş insanlara dünyayı teslim etmeli, ancak bu sayede yeryüzü yaşanır hale gelir. Değilse bu sorumluluğun altında herkes kalır..!

Mahmut AKYOL

 

 

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.