ALLAH’IN ÖFKESİ

logo5

ALLAH’IN ÖFKESİ

Bir önceki yazıma “CENNET VE CEHENNEMLİKLER KİMLERDİR?” başlığı koymuş, devamını da şöyle bitirmiştim.“dileyen Cennetine ağaç diker, dileyen cehennemine odun taşır.

Şimdi de Allah “Cehennemliklere niçin kızıyor, tehdit ediyor ve öfke duyuyor?” Sorusunu hep birlikte anlamaya çalışalım.

“…Ve Allah hem güçlüdür, (hem de) öç alandır.” (Ali İmran-4)

Yani Allah önce kullarına nihayetsiz nimet veriyor. Buna karşılık kullarından ayetlerini inkâr etmemelerini istiyor. Eğer inkâr ederlerse, onları dünyada sevmiyor, ahirette de yapılan inkârları sebebiyle en şiddetli biçimde Cehennem azabıyla cezalandırıyor. Çünkü mülkün tek sahibi O’dur. Veren de, alan da, öldüren de, dirilten de O’dur!

Allah en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlup edilmesi mümkün olmayan, mutlak galip ve suçluları yakalayıp cezalandıran ve “Adaleti” sağlayandır.

Kur’an’ı Kerimin inanç eksenli sure ve ayetleri Mekke Döneminde inmiştir. Bu dönemde insanlar Müslüman olmaya çağrılmış, onlardan “Leh’ul Mülk, La İlahe İllallah, Muhammed Resul Allah” demeleri istenmiştir.

Ancak azgın, sapkın, tefeci, Kâbe üzerinden zengin olmayı adet edinmiş inkârcılar, bu sözleri kabul etmedikleri gibi, söylemek isteyenleri de düşman edinmişlerdir. Müslümanları siyasi, ekonomik ve psikolojik baskı altına almışlar, Allah Resulüne “deli, mecnun, sihirbaz, şair” demişlerdir…

Bu durum karşısında Allah, iman edenlere yardım edeceğini, inkârcıları da acıklı bir azapla cezalandıracağını vadetmiştir.

ALAK” Suresinden başlayan “NECM” Suresine kadar sürekli şekilde, Kur’an’ı Kerimin diğer bölümlerinde yeri geldikçe bu vadini tekrarlamıştır. Şüphesiz ki Allah vadinden dönmez! Öyle ki Cenab-ı Allah, Cehennem azabını zalimlerin yüzüne yeri geldiğinde bir tokat gibi çarpmıştır.

15. Fakat hayır! Bu yaptıklarına bir son vermezse, Onu alnından tutup sürükleyeceğiz.” (Alak Suresi)

Bu ayetle, Ebu Cehil’in hazin sonu anlatılır. Nitekim de öyle olmuştur..!

21. Çevresine bakındı, 22. Kaşlarını çatıp surat astı, 23. Sonra sırtını döndü ve küstahça böbürlendi; 24. “Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değil” dedi. 25. “Bu bir insan sözü, başkası değil” diye diretti. 26. Onu ateşe sokacağım, 27. Ateşin ne olduğunu bilir misin? 28. O öyle bir ateş ki geride bir şey koymaz…” (Müddessir Suresi)

Bu ayetlerle, Velid bin Muğire anlatıldı. Nitekim de öyle olmuş ve olacaktır da…

1. Dedikodu yaparak insanlarla alay eden herkesin vay haline! 2. Vay haline o boyuna mal istif ederek sayıp durana! 3. Sanır ki malı kendisini sonsuza dek koruyacak. 4. Fakat Hayır! O yalayıp yutan bir vakuma atılacak. 5. Bilir misin nedir yalayıp yutan vakum? 6. Allah’ın cayır cayır yanan ateşidir.” (Hümeze Suresi)

Bu ayetlerle Kâbe çetesi elebaşlarından tefeci Umeyye bin Halef anlatıldı.

Yine Maun Suresi, Ebu Cehil’i anlatır.

Ebu Cehil, namaz kılardı. Fakat bu içinde yoksul ve yetim derdi olmayan bir namazdı. Ahiret inancı da boştu, çünkü günaha dalmaktan çekinmiyordu.

Bugün de öyle değil mi?

Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden korur.” Diyorlar. Hâlbuki birde tersinden okumak lazım gelirse şu olur:

Namazı kötülükten korumak gerekir

Bilmem anlatabildim mi?

Diğer yandan Mekkeliler diyorlardı ki, “Bizim büyüklerimiz var! Bize şefaat ederler.” (Yani azizler, ulu kişiler, önceki Salih zatlar, onların heykelleşmiş putları…)

Bugün de öyle değil mi?

Görüldüğü gibi Mekki ayetlerin öfkesi: ezilenlerin, zulme uğrayanların, kimsesizlerin, çaresizlerin, açların, yoksulların, öksüzlerin, zayıfların,  diri diri toprağa gömülen çocukların, boyunduruk altında inleyenlerin öfkesidir. Ki; dünyada bu, ezilenlere cehennem hayatı yaşatanlara duyulan ilahî öfkedir. Korkunç cehennem sahneleri işte bu öfkeyi yansıtır.

Eğer Kur’an’ın sinirleri alınmamışsa, bunu görmek pekâlâ mümkündür. Değilse, Kur’an düz mantıkla çok sık okunan bir kitap olmanın ötesine geçmez!

Dünyada en fazla basılan, en çok dağıtılan/satılan kitap Kur’an’dır! Hâlbuki Kur’an yaşanılan kitap olsaydı, bu çağa ne söylüyor ve ya Kur’an’ın mesajı bu çağa nasıl taşınabilir üzerine kafa yorulsaydı, bunlar bugün konuşulmayacaktı…

İyi bakıldığında görülecektir ki, günümüzün buhranları Kur’an mesajlarını çağımıza taşıyamamaktan doğuyor!

Kur’an ayetlerinin bir yerinde şiddetli cehennem tasviri varsa bilinsin ki orada şiddetli bir zulüm, baskı, zorbalık, aç bırakma, yoksullaştırma, öksüzleştirme, birilerinin hayatını cehenneme çevirme vardır…

Yine görülecektir ki, “İnkâr etmek, şirk koşmak, Allah’a savaş açmak” vs. hep bunlarla ilgilidir.

Benim görüşüme göre İnsanlığın bugünkü davası, kaybolmuş hak/hukuk, kural/kaide davasıdır! Dava; insanlığı zulümden, baskıdan, zorbalıktan, aç bırakılmaktan, yoksullaştırma ve öksüzleştirmekten kurtarmak davasıdır!

Dava “Ebu Cehil, Velid bin Muğire, Ebu Leheb, As bin Vail, Umeyye bin Halef” gibi tefeci bezirgânların zulmüne son vermek davasıdır!

Yani Allah’ın duyduğu öfke, inananda ideale dönüşür…

Kızgınlığın sebebine bakar mısınız?

42. Sizi ateşe sokan nedir? 43. Diye sorulunca şöyle diyecekler; Biz salat etmezdik 44. Yoksulu doyurmazdık. 45. Günahkârlarla günaha dalardık. 46. Hesap gününe inanmazdık. 47. Gerçeğin ta kendisi olan ölüm gelinceye kadar hep böyleydik…” (Müddessir Suresi).

Buradan da anlaşılıyor ki bu ve benzeri kişilerin, namazları, onları yoksula götürmüyor… Hesap gününe inanmaları onları, günaha dalmaktan alı koymuyor…

İşte Müslümanların davası bir de bu gözle okunmalıdır. O zaman çok şeyin değiştiği görülecektir. Sanki o zaman başka bir Kur’an okuyor gibi olacak! Eğer Kur’an tefekküren okunursa, mesele daha iyi anlaşılacak…

Görülüyor ki, Cennetin ve Cehennemin yolu öksüz ve yoksullardan geçiyor, bunlarla arası iyi olanın vicdanen müsterih olabileceği, aksi halde onları yaman bir hesabın ve korkunç bir azap kendilerini beklemekte olduğu anlatılıyor!

Peygamberimiz boşuna dememiş; “Öksüzün ağlamasından arş titrer.”

Tekasür” suresinde de aynı tehditler sıralanıyor. “O gün her nimetten tek tek hesap sorulacak

Hz. İsa; “İki efendiye birden kulluk edilemez, ya Allah’a ya Mamona (para/mal hırsı) taparsınız, Allah’a karşı nankörlük ederseniz, “Mezarlar” sizi bekliyor” demiştir!

Vel hâsıl, “Kalem Suresi”, “Bahçe sahipleri kıssası”, hayra/vermeye engel olan, zorba ve tefeci Velid bin Muğire tekrar Cehennemle tehdit edilir.

Yoksulu doyurmaya teşvik etmiyordu” denilerek “Maun Suresi’ndeki salatla Ebu Cehil’e göndermede bulunuluyor!

İnkârcıları, Küfre yelken açanları, Müşrik ve Münafıkları Cehennem azabıyla tehdit eden, vakti geldiğinde de vadini yerine getirecek olan ALLAH’IN ŞANI YÜCEDİR. ONA HAMDOLSUN…

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.