MÜSLÜMANLAR,KUR’AN’I KERİMİ ANLAMAKTA BİR PROBLEM YAŞIYOR!

logo5

MÜSLÜMANLAR, KUR’AN’I KERİMİ ANLAMAKTA BİR PROBLEM YAŞIYOR!

Nasıl oluyor da Allah’ı inkâr ediyorsunuz? Hâlbuki ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra sizleri öldürecek sonra yine diriltecek. Sonunda O’na döndürüleceksiniz.” (Bakara-suresi/28 ayeti)

Yani denmek istenen şudur:

Ey kâfirler, Ey münafıklar, Ey fasıklar! Allah’ı nankörce nasıl inkâr edersiniz? Birazıcık aklınız, vicdanınız yok mu sizin?

Sizlerin hiç biriniz yoktunuz. Bir atımlık su, bir çiğnemelik et idiniz. Tıpkı bir tohum gibi rahimlere atılmıştınız. Cansız ölüler halinde, ötede beride taşınıp duruyordunuz.

Allah size hayat verdi, rahimlerde besledi, büyüttü, dünyaya getirdi.

Ekmeğini yediniz, suyunu içtiniz. Büyüdünüz etli, kanlı, canlı, akıllı, fikirli koca, koca insanlar oldunuz. Size kalpler, gözler, kulaklar verildi. Akıl ve vicdan konuldu özünüze, bunları yapan Allah’tı!

Şimdi Allah’ı nankörce nasıl inkâr edersiniz?

Ne de çok sevdiniz hayatı, ona her şeyi feda ettiniz. Hayatınıza faydası dokunacağını zannettiğiniz kimselerin eteklerini öpersiniz. Onlara kul köle oldunuz. Hâlbuki birazıcık aklınız vicdanınız varsa, bu hayatın kendi malınız olmadığını anlarsınız.

Şimdi, hayatı size bahşeden Allah’ı nankörce nasıl inkâr ettiniz?

Hem bu hayatı o kadar da çok benimsediniz ki, bir gün öleceğinizi unuttunuz.

Şimdi diyeceksiniz ki; mademki öleceğiz ve mademki Allah verdiğini elimizden alıyor, o halde hayat elimize geçmişken iyi kötü mümkün olan ne zevki varsa görelim.

O ölüm belası mademki yakamızı bırakmayacak ve artık dünyaya bir daha gelecek değiliz, şu ölümlü dünyada keyfimize bakalım.

-İyi de, size dünyayı yasaklayan mı var? Dünya lezzetlerini erdemli bir hayat sürerek de tadabilirsiniz.

Görmüyor musunuz, yaratılış nasıl devam ediyor. Siz külli yaratılış içinde bir noktasınız. Bu yaratılış hiç bitmeyecek. Bu işin bir de öbür tarafı var… O kalpler o kulaklar o gözler ne güne duruyor..?

Bu durumun öyle hafife alınır bir tarafı yoktur. Çünkü insanların davranışlarında önemli olan sorun burada yatmaktadır.

Eğer Müslümanlar dini ve Kur’an’ı Kerimi hayatlarının içine çekerlerse, bugünkü dar olan alandan çıkar, İbadet anlayışını birkaç nüsuktan ibaret görmezler…

Eğer Müslümanlar Allah’a, Kitaplara, Peygamberlere, gelmesi muhakkak olan son güne tereddüt duymadan inanırlar ve Allah’a şeksiz güvenir, Kur’an’ı anlarlarsa, Dini hayatlarına taşımış olurlar…

Ama görüyoruz ki Müslümanlar atalarından tevarüssen gördükleri şeyleri aynen takip ediyorlar.  

Peygamberimiz şöyle buyurdu, yok böyle buyurdu diyenler, kendilerinin yeni bir din kurduklarının umarım farkındadırlar. Allah, kimseyi zorla, baskıyla bir dine çağırmaz..!

Allah, hiçbir Peygamberi kendi ümmetine bir bekçi, musaytır veya bir vekil tayin etmemiştir.

Din, insan yaşamına bir ölçü getirsin, günahını bile özgürce yaşasın diye göndermiştir. Çünkü Allah Müslim olsun, Gayri Müslim olsun fark etmez, “Yaşama Hakkını, İnanmak Hakkını” her şeyin üstünde tutmuştur.

Allah, kimsenin “Özgür ve Yaşama Hakkını” elinden almamıştır…

Allah’tır tek olan..!

Allah’a ulaşma yolları çoktur ve çeşitlidir. Bir şartla ki insan, kimseye satır sallamamalı, doğanın dengesini bozmamalı, emeği çalmamalı, kan dökmemeli, fesat çıkarmamalı, yalan söylememeli, iftira atmamalı ve bir halkı bir yerden bir yere sürmemeli… Çünkü Kur’an’da bunlar büyük günah sayılmıştır!

Bilinmesi gereken diğer bir konuda, Din bir dünya görüşüdür ve bu dünya işlerimizi düzenlemek için vardır. Allah kuluna bu noktada zorlayıcı değildir.

Eğer dindar olmak, dine bağlı olmak, dinin kırmızıçizgilerini aşmamak ve dinin kurallarına göre hareket etmek istiyorsanız, kendinden olsun veya olmasın, birinin kanı dökmeyin, birinin yüreğini sızlatmayın…

İşte bu bağlamda dini bir aydınlanmaya ihtiyacımız vardır.

Peygamberin hayatı yaşayan Kur’an’dır.

Hâlbuki Kâfirler Dediler ki: “Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça…

Yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça…

Yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe

Yahut Allah’ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe…

Yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resûl olarak gönderilen bir beşerim.

(İsra Suresi 90, 91, 92, 93)

Kur’an’da buna benzer çok ayet vardır. Bu ayetler, inkârcıların mucize taleplerini reddeder. Ha keza Müslümanların mucize taleplerini de reddeder. Mesela Hz. Peygamber işaret parmağı ile ayı yarmış değildir, bir kap hurmaya dokununca binlerce asker doymuş değildir, çağırınca ağaç yanına gelmiş değildir, vb. türden görüşlere Müslümanlar mucize kabilinden inanmışlardır…

Yukarıda belirttiğimiz gibi Kur’an’da mucize kelimesi geçmez. Bunun yerine sürekli “ayet” kavramı kullanılır.

Allah, herkese olmakta olanı, oluş halinde olanı tarihi, tabiatı ve hayatı göstererek cevap verir.

Doğru olmayan bu görüşler Müslüman Dünyasını istila etmiştir. Bu görüşler dinden ve Müslümanların görüşlerinden temizlenmelidir.

Çünkü bu rivayetlerde anlatılan insan bir peygamber, peygamber değil; hayallerde resmedilen, rüyalarda görülen, sırlı, gizemli, büyülü, tütsülü bir dünyanın muhayyel kahramanıdır. Bu portre, Kur’an’ın anlattığı peygamber değildir.

Aslında bize anlatılan peygamber, Allah’ın kulu ve Resulüdür.

Bize gelen peygamber, bizi “ölüm, afet, kıyamet” gibi gerçeklerle uyarmak için gelmiştir.

Kur’an’ın bize bildirdiği Peygamber kâhin, sihirbaz ve büyücü değildir. O, haber getiren, tebşir ve inzar edendir. Yani kötüleri uyaran, iyileri müjdeleyendir.

Demek ki Allah ile insan arasında karşılıklı bir ilişkisi vardır. Allah katında insan, değerinin ne olduğunu bilmek isterse, önce kendi yanında, Allah’ın değerine bakmalıdır. Yürüyen ve yaşayan Kur’an budur.

Peki, bir insan için en büyük güç nedir?

Kanaatime göre lekesiz, günaha bulaşmamış bir hayatı yaşamaktır. Bu hayat, Peygamberde vardı. Böyle bir hayatın önünde hiçbir güç duramaz. Zaten kimse de duramamıştır.

Mahmut AKYOL

 

 

 

 

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.