ZAMANIN SÖZLERİ

logo5

ZAMANIN SÖZLERİ

Şeytan ateşten yaratıldı. Şeytan insanın içindeki kötülük dürtülerini (ihtiras, öfke, şehvet) temsil eder.

Şeytanın bu kötülük dürtülerini gidermek için insanın dua etmesi lazımdır.

Dua, insanın Allah’a olan bir siparişi değil, bilakis Allah’la olan bir dertleşmesidir.

Nasıl ki gözü kapatmakla güneş yok olmazsa, Allah’ı yok saymakla da Allah yok olmaz.

Allah, soluduğumuz hava gibi kuluna yakındır.

Allah kulunu, vicdanından seslenir. Onlar ki iyilik, güzellik, doğruluktur.

  • Şeytan insandaki kötülük dürtüleri ise, Melekler de evrende ki Allah’ın iyilik güçleridir. Şeytan ‘ben ateşten yaratıldım’ diyerek kendini insandan üstün gördü.

Hz. Ali şöyle dedi:

Dünya ceza ve mükâfat yeri değil, imtihan yeridir. Ahiret imtihan yeri değil, ceza ve mükâfat yeridir.

İnsanlar kendi elleriyle yaptıkları yüzünden ceza veya mükâfat görürler.

  • Yasin suresi mezarlarda okunacak bir sure değildir.

Ya açar bakarız Nazmı-ı Celil’in yaprağına,

Ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına,

İnmemiştir hele Kur’an, bunu hakkıyla bilin;

Ne mezarlıkta okunmak, ne de fal bakmak için.

Onlara, Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda infak edin denildiği zaman, inkâr edenlere, iman edenlere, Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi biz mi doyuracağız? Siz düpedüz sapıtmışsınız, başka bir şey değil.

(Yasin; 47)

O, diri olanları uyarmak ve gerçeği yalanlayan nankörlerin üzerine Söz’ün hak olması içindir.

(Yasin;70)

 ‘Demek ki Kur’an yaşayanları uyarmak, uyanışa çağırmak, derin uykulardan uyandırmak için gelmiştir.’

‘İnkâr edenlere bu dünya hayatı güzel görünür. Bu sebeple iman edenlerle alay ederler. Ama kıyamet günü Allah’a karşı sakınma duygusu taşıyanlar, onlardan daha üstün olacaklardır. Allah, dilediği kimselere hesapsız rızık verir.’

Bakara Suresi 212. Ayet

  • Hz. Peygamber insanlığa elçi gelmezden önce Mekke’de din vardı. Namaz, oruç, hacc, 1/40 zekât hepsi vardı. İnsanlar Allah’a inanıyorlardı, İbrahim’in dinine mensup olduklarını söylüyorlardı. Kur’an bunları getirmedi, bunlar zaten vardı. Hz. Peygamberin babası, bunları belki yapıyor olabilirdi.

Hz. Peygamber, O malum sözünü şöyle söyledi:

Bir elime ayı diğer elime güneşi verseler, asla davamdan vazgeçmem” dedi. Dava gücü ele geçirmekti.

Bunlar:

Bilgi, iktidar ve servetti’.

Hz. Peygamber bu dünya mallarını kabul etmedi. Onun davası, dini tebliğdi.

İslam insanlık dünyasına ne getirdi?

  • Lehu’l-Mülkü getirdi.
  • Bunu duyunca Müşrikler aslandan kaçan ürkmüş yaban eşekleri gibi oldular.
  • O zaman Adalet, eşitlik, özgürlük, merhamet, insanlık, köleleri azat etmek, kadınları alıp satmak yoktu.
  • Yoksullarla aynı sofraya oturmak vardı.
  • Hatta Ebu Cehil ve ortakları şöyle dediler:
  • Böyle dine olmaz olsun, bizi kölelerle bir görüyor dediler.

Allah Âdem’e ruhundan üfledi. Âdem Ev yaptı, şeytana uydu, kan döktü, fesat çıkarttı. Âdem, verilen eşya yeteneğini kullandı. Kendini tutmasını (oruç) bildi ve hukuk kurallarını öğrendi. Böylece Âdem, uygar yaşamı başlattı. Burada anlatılan kişi aynı zamanda biz bir Âdemoğludur..

Her doğan çocuk bir Âdem’dir ve Âdem kıssası her doğan çocukla birlikte yeniden başlar.

Âdemoğlu fıtratının dışına çıktığı zaman Allah ve Cel, Âdemoğlunu; Esfele Safiline indirir ve şu sıfatlarla sıfatlandırır:

Dilini sarkıtarak soluyan köpek’, ‘aşağılık maymunlar’, ‘domuza dönüştürülenler’…

Bu işlere girmeyip kendi halinde olanlar, bir yer de ‘Onların içinden keşişler ve rahipler vardır, onlar büyüklük taslamazlar’ diyerek övülürler. Bunun dışında hep eleştirilirler ve eleştirilme sebepleri de yukarıdaki gibidir.

  • Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
  • Denizköpüğü kadar günahın olsa bile tövbe kapısı kapanmaz’.
  • Tövbenin kapısı dönüş yapmak ve bir daha yapmamaktır.
  • Bunu yaparsan ne yaparsan yap silinir. Zina, hırsızlık ve şirk dâhil, bundan sadece “kul hakkı” hariçtir.
  • O zamanda mağdurun dünyada helallik almak lazımdır.

Kur’an Mü’min kadınlara:

Örtünmelerine, Konuşmalarına, Yürümelerine, Bakmalarına, sınır getirmiştir.  Tesettürlü olmak için illa da başı örtmek şart değildir.

Dekolte giyinmemek, vücudun boyun, göğüs, sırt, bel, kalça ve bacak kısımlarını bol bir giysi ile örterek belli etmemek yeterlidir.

Kur’an’da başörtüsü yok” demek de yanlıştır. Ayetten “başörtüsü de kastediliyor” yorumu çıkarmak mümkündür.  (Nur; 31)

  • Kur’an’da “Kader” kavramı vardır. Bu ise Evrenin gidiş yasaları ve hayatın ve ölümün kanunları demektir. Bu yasa ve kanunlar içinde biz kendi yolumuzu kendimiz belirleriz. İyiyi veya kötüyü kendimiz seçeriz.
  • Kur’an’da şöyle denir:
  • Her insanın talih kuşunu (kaderini/geleceğini) kendi boynuna asmışızdır. Kıyamet günü önüne kendi sicilini bulacağı bir kitap çıkarırız. Oku kitabını; kendi hesabını kendin gör deriz.” İsra; 13-14

İslam’a “Lehu’l-Mülk” kapısından girilir. Ardından ‘Lailaheillalah’ gelir. Yani Allah’tan başka ilah yoktur. İtikadın temeli budur. İnsanlar inançlarından dolayı değil; davranışlarından dolayı kurtuluşa ererler.

Kur’an “İnandık” demekle cennete girebileceğinizi mi sanıyorsunuz diye sorar. Cennete hangi dinden olursa olsun adalete, barışa, hakka, doğruluğa, dürüstlüğe, insafa, merhamete paylaşıma, kardeşliğe inananlar, insanların ellerinden ve dillerinden emin olduğu kimseler ve bunları yaşayanlar girer.

  • Kur’an’da şöyle denir:
  • Cennet ne sizin kuruntularınızla, ne de önceki çağlarda kitap verilenlerin kuruntularıyla kazanılacak bir yer değildir. Kim bir kötülük yaparsa cezasını çeker ve Allah’tan başka da ne bir yâr, ne de bir yardımcı bulabilir’ Nisa; 123

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.