ALLAH’IN RESULÜ GÜZEL AHLÂKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİ.

logo5

ALLAH’IN RESULÜ GÜZEL AHLÂKI TAMAMLAMAK İÇİN GÖNDERİLDİ. 

Kur’an’da ki emir ve yasaklar, herkesi ilgilendirir.

İnsanların aç bırakılması, toplumlarda telafisi imkânsız sıkıntılar doğurur. Bu sıkıntının başında; ‘ahlaksızlık’ gelir.

Ahlakın ekmekle, özgür yaşamayla, açlıkla yakın bir alakası vardır…

İnsanı aç bırakmak bir insanlık suçudur.

Tarih boyunca aç bırakılan insanların karşısında, hiç bir güç duramamıştır. Nice imparatorluklar aç ve sefil insanların kahredici darbeleri altında yıkılıp gitmişlerdir.

Vahşi kapitalizm, karın doyurmak pahasına etkisi altında tuttuğu yığınla insanı, sokaklara bir anda dökebilir. Birbirimize karşı duyduğumuz sevgiyi isterse bir anda yok edebilir.

Mazlumun ahı cihan yıkar.’ sözü boşuna söylenmemiştir.

Konuyu şöyle toparlayalım:

Toplumların sıkıntılarının başında; ‘ahlaksızlık’ gelir.

Allah, son din İslam’ı bunun için gönderdi. İslam, teslim olmaktır. Teslim esir olmak değil, sevgi duymaktır.

İslam, Allah’a güven duymaktır.

İnsanlar yardımlaşmak, dayanışmak ve destek vermek demek olan ‘Salât’ tan uzak düştüler.

Salât dinin direği ve dinin kendisidir.

Salâtta Namaz vardır. Namazda da kıyam, rükû, secde(yere kapanmak), dua (tazarru), ağlayarak yere kapanma vardır.

İbadet, hayatın içinde yürütülen her şeydir.

Babil, Sasani, Mısır, Roma, Bizans gibi eski dünyanın ‘Tanrı-Devlet Kralları’ ahaliye ‘kullarım, kölelerim’ diye seslenirlerdi.

Kendilerine de ‘Tanrı’nın oğlu, temsilcisi veya doğrudan Tanrı’ derlerdi.

Hâlbuki İslam, insanı kendi özgür iradesiyle baş başa bıraktı. İnsanı köle olmaktan kurtardı ve canı gönülden Allah’a yöneltti.

Nüsuk, toprakta ki bir ürünün bitmesidir. Yeşillenmek için nasıl gübre, yağmur, güneş ve hava gerekiyorsa, Müslüman için de nüsuk böyledir.

Yani Nüsuk, yeni ameller doğurmak demektir. Tıpkı namazda olduğu gibi…  

Eğer nüsuklarınız başka bir şeyin doğmasına, imkân vermiyorsa, o zaman çok kötü…

Kıyamet Günü yüzlere çarpılacak olan salât budur

İbadetlerde yer, zaman ve şekil belli değildir. Onu yapan herkes mutlaka farklı yapar. Hayatın içinde herkesin ibadeti başkadır. Hepimiz gece ve gündüz, durmadan başka tür ibadet ederiz.

İbadet su gibidir. Her yerden akar, her şekle girer. İbadet tarihin, hayatın ve tabiatın içinde canlı bir faaliyet olarak devam eder.

Eğer Allah bilinciyle (şuuru) yaşıyorsanız, ibadet ediyorsunuz demektir.

Ahlaklı yaşamak ibadetin kendisidir.

Bu konuda Allah’ın Resulü buyurdu ki:

Size hafif gelecek bir ibadeti söyleyeyim mi? O ibadet, güzel ahlaktır.’

İnsanı ayakta tutan şey ‘sevgi’, insanlığı ayakta tutan şey de ‘adalettir’. Sevgi ve adaletin kaynağı da ‘ahlak’tır. Ahlakın ortaya koyduğu değerler de Nusuklar ve ibadetlerdir

Allah görünen bir nesne olmadığı için, O’na yer ve mekân isnat edilemez!

Yani bir kulun yaşamının merkezinde sadece Allah olmalıdır. Allah’ın olmadığı hiç bir iş ve hiç bir yer yoktur.

Salih amel demek, insanın iyilik, güzellik ve doğruluk için çalışması demektir. Salih amel, insan hayatının gayesidir.

Çünkü Allah kulunun sözüne, yüzüne değil, ameline bakacaktır.

Hasılı:

Teknolojik imkânlara sahip ülkeler güçleri sebebiyle, birbirine karşı ikiyüzlü, kahpe, kalleş, ahlaksız ve yalan davranışlar gösterirler.

Dünya Milletleri ‘Hakk/Batıl’ kavgası içinde bulunmaktadır. Bu kavganın bir tarafı Batı’dır.

Adına ister Kapitalizm, ister Sosyalizm, ister liberalazim, ister ulusalcılık, ister Beşinci Kol faaliyeti olsun, durum değişmez, hayatın sonuna kadar bu kavga sürecektir.

Müslüman Türk Milleti, hiçbir ayıklamaya tabi tutmadan ülkemize, ithal edilen Batı Düşüncesinin açtığı yaraları sarmakla meşgul…

Müslümanlar, Batı Düşüncesinin maddi gelişmesinden kurtulup, kendi zekâsına ve kendi dehasına hala güvenmiş değil…

İşin acı tarafı, Mankurt kafa sahiplerinden, devlet, siyaset ve ekonomi kurumları bugün hala kurtulmuş değil…

Batı Toplumlar, Doğu’ya hala acımasız bakıyor! Doğunun İslam coğrafyasının geriliğinin sebebi, Batının doğuya hala şaşı bakmasıdır…

Kur’an’dan anlıyoruz ki, Allah Resulü, ‘Güzel ahlâkı tamamlamak için gönderilmiştir.’

Allah Resulü ‘servet ve iktidar’ sahiplerinin yüzüne karşı Kelimei Tevhidi haykırmıştır.

İgradan maksat Allah’u Âlem budur!

Yani Allah Resulü o günkü şartlarda ‘Allah’tan başka ilah yoktur, O’nun ortağı yoktur, mülk O’nundur, övgüye layık yalnız O’dur.’ Deme cesaretini göstermiştir.

İslam’a girmek isteyen biri önce, mülkün Allah’a ait olduğunu kabul edecektir.

Yani Hz. Muhammed’e söyletilen en hayırlı söz iyilik, güzellik ve doğruluktur.

Hak ve adalet için el birlik olarak, güçlüklere göğüs germek, zamanın kötülüklerine isyan etmektir.

Kur’an-ı Kerim’e hak ettiği değeri vererek, ‘bu Kitap bana ne diyor?’ diye üzerinde tefekkür etmektir.

Cehalet ateşini ilim ve hikmetle, düşmanlık ateşini kardeşlik ve muhabbetle, zulüm ateşini adalet ve merhametle söndürmektir.

Bir gün Allah Resulü mescitte hutbe irat ederken üç defa ‘Kahrolsun kânizûn’ (Kahrolsun biriktiriciler) diye tekrar etti. Öyle ki sesinin şiddetinden mescidin tavanına serili yapraklar titredi.

Bu halden korkan sahabeler dışarı çıkamaz, hatta üzerlerinde para taşıyamaz oldular…

Bu durumu Ömer, Allah Resulüne anlattı:

Ey Allah’ın Resulü bu durumda ne kadar malımız olabilecek?’ Diye sorması üzerine şu cevabı aldı:

Zikreden bir dil, şükreden bir kalp, dinine yardımcı olacak bir zevce.’

(İbn Kesir; Tövbe 34. ayet tefsirinden)

Üzülerek ifade etmeliyiz ki, paha biçilmez bir değer olan Kur’an’la Müslümanların arası açılmıştır. Müslümanlar ile İslam’ın arası giderek zayıflamaktadır.

Kur’an’ın yasakladığı birçok husus artık normal görülmeye başlamış, bu durumdan kimse rahatsız olmak istemiyor.

Ortalık; modernlik adına kibirden, gösterişten, israftan, yalancılık ve bencillikten geçilmiyor!

Öyle ki, riya bulaşmadık bir “Nüsuk” bile kalmamıştır!

İnsanlar bencilliklerinin esiri olmuş, hak ve hukuk rafa kalkmış, her şey yalnızca dilde kalmıştır.

Bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmektir ilkesi insanlar tarafından unutulmuş ve yeryüzü kan gölüne dönmüştür.

İşte, içinde bulunduğumuz durum, bundan ibarettir!

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.