FATIR SURESİ

logo5

FATIR SURESİ

Duayı elden, dilden, gönülden kesmemek lazımdır…

Duayı en azından şöyle demelidir. “Ey rabbimiz! Gücümüzü artır, zaafımızı gider.”

Ne yazık ki, Müslümanlar zulüm karsında sessiz ve suskun… Herkes acıyarak bir diğerinin ölümünü izliyor! Açlık ve ölüm korkusu, kimsenin ağzını açmıyor…

Ey rabbimiz! Gücümüz dağıldı… Birliğimiz bozuldu… Yollarımız ayrıldı… Sen bu Mü’min kullarına yardım et!

Gelin hep beraber gökyüzüne bakalım! Güneşi anlamaya çalışalım! Çünkü güneş hiçbir nebatı, çocuğu ayırmadan hepsini ısıtır. Bizimde Duamız güneş gibi olsun…

O halde “Fatır” Suresinde döndürülen nedir?

Surede ayetler birbirini açıklar. Ayrıca Sure, diğer surelerin anlaşılması için kapı arar…

En güzel dualar Allah kakından gelir.

Allah’ın birliği (tevhid), bölünmez bütünlüğü (samed),  insanlıkla dinamik ilişkisi (risalet), insanlık tarihinin sonundaki yeniden yaratma (ahiret) ve nihai yargılama (hesap günü) inancı ana temadır.

Aşağıda ki sure ve diğer bütün sureler Hz Muhammed’e nasip oldu. Diğer bütün sureler Hz. Muhammed’in hayatında yer buldu. Sonrada Hz. Muhammed bu sureleri insanlığa tebliğ etti! Din dilinde Hz. Muhammed’e vahyolunan bu mucize; Kur’an’dır.

Sevgi ve Merhameti Sonsuz olan Allah’ın adıyla!

“……’O, yaratmada dilediğini artırır. Şüphesiz Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter.’

“Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.’

“Ey insanlar! Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Allah’tan başka size göklerden ve yerden rızık veren bir yaratıcı var mı? O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur……’

“(Ey Muhammed!) Eğer seni yalancı sayıyorlarsa bil ki, senden önce de nice peygamberler yalancı sayılmıştır. Bütün işler ancak Allah’a döndürülür.’

“Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın.’

“Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır.’

“İnkâr edenler için çetin bir azap vardır. İman edip salih ameller işleyenler için ise bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.’

“…… (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.’

“Allah, rüzgârları gönderendir. Onlar da bulutları hareket ettirir. Biz de bulutları ölü bir toprağa sürer ve onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltiriz. İşte ölümden sonra diriliş de böyledir.’

“Her kim şan ve şeref istiyorsa bilsin ki, şan ve şeref bütünüyle Allah’a aittir. Güzel sözler ancak O’na yükselir. Salih ameli de güzel sözler yükseltir……’

“Allah, sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allah’ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır, ne de doğurur……’

“Bakın, iki deniz bir olmuyor; biri gayet tatlı, kolayca içilip susuzluğu giderirken, diğeri ise oldukça tuzlu, yakıp kavuruyor. Bununla beraber her birinden taze et yersiniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız……’

“Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu gördüklerinizi yapan Allah’tır. Egemenlik O’nundur. O’ndan başka yalvardıklarınız ise bir çekirdek zarını bile idare etmekten acizdirler.’

“Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile çağrınıza karşılık veremezler. Kıyamet günü de sizin ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Bunları sana hiç kimse, hakkıyla haberdar olan (Allah) gibi haber veremez.’

“Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.’

“Eğer Allah dilerse, sizi giderir ve yeni bir halk getirir.’

“Bu, Allah’a göre zor bir şey değildir.’

“Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa, ondan hiçbir şey yüklenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rablerinden için için korkanları ve namaz kılanları uyandırabilirsin. Kim arınırsa ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır.’

“Ne Kör ile gören,’

“Ne Karanlıklar ile aydınlık,’

“Ne Gölge ile sıcaklık,’

“Ne de Diriler ile ölüler bir olmaz. Allah, dilediğine işittirir. Sen, kabirde bulunanlara işittirecek değilsin.

“Sen, ancak bir uyarıcısın.’

“Şüphesiz biz, seni müjdeleyici ve uyarıcı olarak hak ile gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, aralarından bir uyarıcı gelip geçmiş olmasın.’

“(Ey Muhammed!) Eğer seni yalanlıyorlarsa bil ki, onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. “Oysa peygamberleri onlara apaçık delilleri, sahifeleri ve aydınlatıcı kitabı getirmişlerdi.’

“Sonra ben inkâr edenleri yakaladım. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl olurmuş gördüler?’

“Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Onunla türlü türlü ürünler çıkardı. Dağları beyaz, kırmızı, siyah ve rengârenk desenlerle bezediğini görmüyor musunuz?’

“İnsanlardan, (yeryüzünde) hareket eden (diğer) canlılardan ve hayvanlardan yine böyle çeşitli renklerde olanlar vardır……’

“Şüphesiz, Allah’ın kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden, gizlice ve açıktan Allah yolunda harcayanlar, asla zarar etmeyecek bir ticaret umabilirler.’

“Çünkü Allah, mükâfatlarını kendilerine tamamen ödedikten sonra, engin cömertliğinden onlara daha fazlasını verecektir. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.’

“(Ey Muhammed!) Sana vahy ettiğimiz kitap (Kur’an), kendinden öncekini tasdik eden hak kitaptır. Şüphesiz Allah (kullarından) hakkıyla haberdardır. Onları hakkıyla görür.’

“Sonra biz, o kitabı kullarımızdan seçtiğimiz kimselere (Muhammed’in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan da kendine zulmedenler vardır. Onlardan ortada olanlar vardır. Yine onlardan Allah’ın izniyle hayırlı işlerde öne geçenler vardır. İşte bu büyük lütuftur.’

“Onlar, Adn cennetlerine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir.’

“Şöyle derler: “Hamd, bizden hüznü gideren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbimiz çok bağışlayandır, şükrün karşılığını verendir.’

“O, Lütfü’yle bizi kalınacak yurda yerleştirendir. Bize orada bir yorgunluk dokunmaz. Bize orada usanç da gelmez.’

“İnkâr edenler için ise cehennem ateşi vardır. Öldürülmezler ki ölsünler. Kendilerinden cehennem azabı da hafifletilmez. İşte biz her nankörü böyle cezalandırırız.’

“Onlar cehennemde, “Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar ki dünyada iken işlemekte olduğumuzdan başka ameller, Salih ameller işleyelim” diye bağrışırlar. (Onlara şöyle denilir:) “Sizi, düşünüp öğüt alacak kimsenin düşünüp öğüt alabileceği kadar yaşatmadık mı? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı. Çünkü zalimler için hiçbir yardımcı yoktur.’

“Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin gaybını bilendir. Şüphesiz O, göğüslerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir.’

“O, sizi yeryüzünde halifeler kılandır. Artık kim inkâr ederse inkârı kendi aleyhinedir. İnkârcıların inkârı, Rableri katında ancak uğrayacakları gazabı artırır. İnkârcıların inkârı, ancak ziyanlarını arttırır.’

“De ki: “Allah’ı bırakıp da taptığınız ortaklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yerden ne yaratmışlardır?” Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa kendilerine bir kitap verdik de, o kitaptan, açık bir delile mi sahip bulunuyorlar? Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey vaad etmezler.’

“Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor. Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz. Şüphesiz O, halîmdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.’

“Müşrikler, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerden herhangi birinden daha çok doğru yol üzere olacaklarına dair en güçlü şekilde Allah’a yemin etmişlerdi. Fakat onlara bir uyarıcı gelince, bu ancak onların nefretlerini artırdı.’

“Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için (böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah’ın kanununda hiçbir değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın kanununda hiçbir sapma bulamazsın.’

“Yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Oysa onlar kendilerinden daha da kuvvetli idiler. Göklerdeki ve yerdeki hiçbir şey, Allah’ı âciz bırakacak değildir. Şüphesiz O, hakkıyla bilendir, hakkıyla kudret sahibidir.’

“Eğer Allah, insanları kazandıkları yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yerkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet süreleri gelince, (gerekeni yapar). Çünkü Allah, kullarını hakkıyla görmektedir.’

Sadakallahulazım.

Mahmut AKYOL

 

 

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.