TÜRKİYE’YE GELEN YABANCI SERMAYE VE İHTİLALLER!

logo5

TÜRKİYE’YE GELEN YABANCI SERMAYE VE İHTİLALLER!

Dünyanın en stratejik ülkesi olan Türkiye’nin yine işi zor…

Neden zor?

Çünkü:

“Yol üstünde bağı olanın başı beladan kurtulmaz.”

Binlerce ajan, satılmış yüzlerce insan, hazır kıta durmuş bekliyor!

İsrail’in “su savaşları”, dünya kıyametini kopacağa benziyor…

Müslüman Ülkelerinin neden yıkılmak isteğini anladınız mı?…

İşe; Türkiye’den başlamak lazım.

Avrupa ve Asya arasında köprü olan Türkiye, bu yüklere daha fazla ne kadara dayanacak?

Maden, petrol, doğal gaz gibi zengin yer altı kaynaklarını yönetmeye hâkim güçlerin her zaman istilasına muhatap olan bir Türkiye’nin işi gerçekten zor!…

İsrail ve Vahşi Batının gözü ve derdi “bor” madenlerimiz, yer altı ve yer üstü zenginliklerimizdir.

Kazanmak hırsı uğruna “helal/haram” tanımayan, İsrail ve Vahşi Batı’nın bütün derdi, bize bu nimetleri yedirtmemektir.

Bakın nasıl?!

Büyük Strateji Oyuncuları” olan dış güçler, Osmanlı Devletinin boşluğunu hemen kan ve gözyaşıyla doldurdular!

Ortadoğu, Kafkaslar, Balkanlar bir gün uykusunu almış olarak yeni güne uyanacaktır…

Kafkasya ve Orta Asya’daki Türk devletleri içinde meydana getirilen darbeler ve kargaşalar, bir türlü son bulmuyor…!

İşte, Türkiye’de oynanan olaylar bundan ibarettir.

Yoksa üç/beş insan, Türkiye’nin sokaklarını kirletemez! Çünkü Türkiye’nin bağrı şüheda yatağıdır, üç/beş insanla kirlenmez!

Ey millet evladı, sana sesleniyorum, dostunu ve düşmanını iyi tanı…!

Dış Güçler Türkiye’yi bölmek ve parçalamak için üstümüze geliyor. Türkiye’yi dünya kamuoyu önünde terörist, istenmeyen bir millet ilan etmeye çalışıyorlar!

İlk yazıyı bulan, toplumda adaleti sağlamak için ilk yasaları çıkaran ve mahkemeleri kuran, ilk para kullanan ve vergi toplayan, ilkokul açan ve tekerleği bulmuş olan Mezopotamya’dan çıktığını örterek, Yunan ve Roma medeniyetini dünyadaki ilk medeniyet olduğu yalanını yaydılar!

Yurdumun içinde ki olayları anlamak için:

Kısır çekişmeleri bir tarafa bırakıp, resmin tamamını görmeye çalışın.

Göreceksiniz ki David Rockefeller’in bizim için ne anlama geldiğini iyi anlayın.

Bunun için ABD’de kurulan paranın gerçek efendileri olan “Yahudi İmparatorluğunun” bilinmesi gerekir. Değilse dünya ülkelerinin kaderini anlamak mümkün olmayacaktır.

Türkiye’nin Kapitalizmle tanıştığı zaman 1950 yıllarıdır. Bu tarihten itibaren ABD tarafından Türkiye’de “Komünizmle Mücadele Dernekleri” kuruldu ve finanse edildi.

ABD, şu tehlikeleri Türkiye pompaladı. Türkiye’ye komünizm gelecek. Ezan susacak, camiler ahır olacak, kadınlar ulu orta yerlerde olacak…

Bu korku sebebiyle, Menderes iktidar oldu.

Menderes, iktidar olur olmaz Marshall yardımları akmaya başladı.

Memleket çocukları ilk defa çarığı bıraktı, cızlavet ayakkabısını giydi. Ülkenin her yerinde camilerde ezan, aslıyla okunmaya başladı. İmam-Hatip Okulları açıldı.

Fakat kimse bunun bedelinin ne olduğunu ne bildi, ne anladı ve ne de sordu.

Yabancı sermayeye kapılar ardına kadar açıldı. ABD’den gelen borçlar katlanarak büyüdü, borç borçla ödenmeye başlandı.

Osmanlı’ ya dayatılan kapitülasyonlara benzer talepler peş peşe sıralandı. Bakir topraklarımız talana başlandı. Menderes geçte olsa, ülkeye dayatılan bu talepleri kabul etmeyince, iktidardan uzaklaştırıldı.

Halk psikolojisinin çocuk psikolojisinin altında olduğunu çok iyi bilen güçler, insanların diline attıkları üzerinden hemen darbe yaptı. “Basit birkaç söz isnat edildi ve sonunda Menderes idam edildi.”

Millet; ikinci sarsıntıyı 1980 darbesinde yaşadı. Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ülkeye uygulanan ambargolar, halkı canından bezdirdi.

İnsanlarımız, yağ/tuz bulamaz oldu. Halk, karaborsacıların insafına terk edildi. Serbest piyasa ekonomisine geçmekten, ithal edilen mallara gümrük muafiyeti getirmekten ve ihracatımıza kota koyulmasına razı olmaktan başka bir seçenek kalmadı.

Bu ortamı oluşturmak için binlerce gencimizin kanı döküldü.

Provokatörler devreye girdi. Halk, sağcı/solcu diye ikiye bölündü. Sokak çatışmalarında her gün elli-altmış kişi ölmeye, çaresiz kalan hükümetler peş peşe gelip/gitmeye başladı.

Özal, Küresel Sermaye ’ye ülkenin kapılarını sonuna kadar açtı.  Yabancı şirketler, bakir topraklarımıza aç kurtlar gibi saldırdı.

Ticaret ahlakından yoksun olanlar, hayali ihracat yapıyor, banker skandalları o hale gelmişti ki arkadaş, dost, aile gibi kavramlar itibar görmüyor, sadece para itibar görüyordu. Ülke, iflasın eşiğine geldi. Alınan borçların yüksek faizleri kapatılamadı…

Özal, sonunda dayanamadı, küresel sermayenin isteklerini cevapsız bıraktığı andan itibaren, “iktidarda daha fazla tutulmadı.”

Bu sırada Özal’dan “Kürt” meselesini gündeme taşıması istendi. “Kürt Meselesi” zaten Kuzey Irak’ ta “Çekiç Güç” marifetiyle oluşturulmuştu. Bu örgütle uğraşmak ülke ekonomisine büyük zararlar verdi ve halen de vermeye devam ediyor. Şimdi; Türkiye’nin gelecekte başı ağrıyacağa benziyor.

Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalayarak Ortadoğu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve İsrail devletinin yolunu açmak için çıkarılmıştı.

İsrail devletinin kurucusu Theodor Herlz, o zamanki Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit’e giderek, Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat padişah buna karşı çıktı. ”Kanla alınan bir toprak, ancak misli kan dökerek verilir.”

Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmak çok zor olmadı.

Mason örgütleri tarafından kışkırtılan insanların çıkardıkları isyanlarla topraklar kaybedilmeye başlandı.

Hazine plansız harcamalarla tüketildi.

Büyük İsrail İmparatorluğu’nun temelini oluşturan İsrail Devleti 1948 yılında Rotschild Ailesi’nin cömert mali desteğiyle kuruldu.

Halen de bu amaçlar doğrultusunda çalışılmaktadır.

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.