ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR

logo5

ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR

Yazının başlığı Hz. Ömer’e aittir.

Devletin temeli adalet, iktidar ve servettir.

Eğer insanlar kendi kendine adaleti sağlayabilselerdi, devlete gerek kalmazdı.

İslam’ın insanlığa vermek istediği mesaj aşağıda sıralanmıştır:

  1. MÜLKİYET,

Mülkiyet, sahip olduğumuz her şeydir. Önce bu kabul edilmelidir.

Mülk Allah’ındır” ifadesi doğru anlaşılmalıdır.

Arkasından Allah, sizin neye sahip olacağınızı söyleyecektir; O da, “İnsan için emeğinden başka hakkı yoktur” (Necm, 39).

Mülk Allah’ındır” ifadesi, Kelime-i Şahadettir. Bu hüküm Arâf Sûresi 158 âyetinde açıklanır. Bunu anlamayan dine girmiş sayılmaz. Aksi halde kişi gırtlağına kadar haramın içinde boğulur.

Demek ki, insan hayatının temeli budur.

Yani insan alın teri dökecek, helal rızık peşinde koşacak, dürüst ve ahlâklı yaşayacak…

Hz. Peygamber buyurdu ki:

Kişinin namazına, niyazına değil; dinar ve dirhemle olan arkadaşlığına bakın.

Yani kişinin eline geçirdiği bir güç, servet ve iktidarın nasıl kullandığına bakın.

Eğer kişi bir şeye sahip olduğunda şımarıyor, sahip olmadığında ye’se düşüyorsa, siz ona bakın.

Kişinin dindarlığı buradan ortaya çıkar.

  1. ADALET,

Mesela bir adam düşünün, bu adamın yüzlerce köyü olsun, köyler de yaşayanlar da adamın marabası olsun. Köylüler adamın tarlalarında karın tokluğuna çalışıyor olsun.

Peki, Din buna ne der?

İnsan için yeryüzünde emeğinden başka bir hakkı yoktur” diyor. (Necm; 39)

Yasin Suresi 47. Ayetinde söylenildiği gibi

Onlara: “Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden başkaları için harcayın“ denildiği zaman, o kâfirler, iman edenler için şöyle dediler. Allah istese onları doyurur, biz mi doyuracağız onları? Siz düpedüz sapıtmışsınız, başka bir şey değil?

Peygamber müşriklere infak ediniz, Kâbe’ye yığdığınız malları veriniz, bunlar sizin hakkınız değil diyor.

Yani yoksullara veriniz diyor. Onlar da diyorlar kieğer isteseydi zengin yoksul ayrımını Allah giderirdi. Allah demek öyle dilemiş ki onlar yoksul. Bize de lütfetmiş, bahşetmiş ki zenginiz. Eğer isteseydi Allah onları da zengin ederdi. Biz niye verelim ki?

İşte Allah bunu söyleyenlerin kâfir olduğunu bildiriyor.

Yani var olan eşitsizliği dine mal etmek, “Allah böyle istedi, ne yapalım?” demek adaletsizliğin ta kendisidir.

Kur’an-ı Kerim’de adalet yerine, Sevâ kelimesi geçer. Bu eşitlik demektir. Vasat kelimesi de dengede tutmak anlamındadır.

Adalet ve eşitlik kelimesi âyette peş peşe kullanılır. Kelime köklerine uygun bir çeviri yaptığımız zaman âyet şöyle der:

Allah insanı yarattı, eşit kıldı ve adaletli yaptı:

İnsanlar yaratılmıştır ve yaratılışta eşitlik söz konusudur. Yani kadın da erkek de eşit yaratılmıştır. Siyahla beyaz, doğuyla batı herkes eşit yaratılmıştır.

İnsan’ın sakat doğması bile anne rahmine düştüğü aşamalarda meydana gelmiş bir şeydir. Yani yanlış evlilik yapılmıştır, genetik vb. bir şeydir.

Allah’ın yaratmadaki ilk düşüncesinde kadın ve erkeği ayırmak, siyah ve beyazı ayırmak diye bir şey yoktur. Varlık sahnesine çıkış tamamen eşitlik üzerinedir. Kadın, erkeğin kaburga kemiğinden yaratılmamıştır.

Kadın da erkek de bir ve beraber yaratılmamıştır.

Bakara Suresi 213. Âyet, konusu bakımından önemlidir:

İnsanlar tek bir ümmetti. Sonra da Allah, peş peşe peygamberlerle beraber Adalet’in yolunu gösteren kitaplar gönderdi. Ancak kitap verilenler, apaçık deliller geldikten sonra aralarındaki kibir ve kıskançlık sebebiyle parçalanıp, ihtilafa düştüler. Bunun üzerine Allah, iman edenlere, anlaşmazlığa düştükleri şeylerde adaletin yolunu gösterdi. Allah, yürümek isteyeni doğru yolda yürütür.

Adalet mücadelesinin sebebi budur ve her adalet talebi haksızlığı ortadan kaldırmak içindir. Çünkü ne diyor âyet “Önce sizi eşit kıldı, sonra adaletli yaptı.”

Yani sizi önce eşit olarak var etti, sonra bu haksızlığın olduğu hallerde buna tepki duyacak, itiraz edecek ve yeniden eşitlik sağlayacak bir duyguyu içinize yerleştirerek sizi adaletli, adalete karşı hassas bir varlık haline getirdi. Bu nedenle insanların içinde adalet duygusu vardır.

Adalet evrensel bir kavramdır. Din kavramından daha evrenseldir. Yeryüzündeki bütün devrimler ve dinler adalet talebiyle ortaya çıkmıştır. Yeryüzünü eşitlik mücadelesi, insanlar arasındaki eşitsizliği giderme mücadelesi ilerletmiştir. Nerede bir devrim var, nerede bir isyan var, nerede bir kıpırtı var bakın orada adalet talebinde bulunuluyordur.

  1. VELAYET,

Bu da bir dinin insanlara dost ve düşmana akıl etmesidir. Dostumuz ve düşmanımız kimdir.

Mesela şu an dünyanın ezan okunan yerlerine bombalar yağıyor, ülkeler işgal, talan ve yağma ediliyor, kadınlara tecavüz ediliyor ve insanlar öldürülüyorsa, Bunu yapanlar bizim dostumuz mu, düşmanımız mıdır?

Dinimiz buna ne demektedir. Eğer bir şey demiyorsa, bu ölü bir dindir.

Bunun birkaç sebebi vardır.

  • Birinci sebep, Kur’an’ı Kerim iyi okunmuyor,
  • Kur’an’ı iyi okuduklarında, bunların kitapta geçen kavramlar iyi anlaşılmıyor.

Hz. Peygamber bir adamla tokalaşıyor ve adamın elindeki nasırlar eline batıyor. Peygamberimiz o adama, “ne iş yapıyorsun” diyor. Adam da “tarlalarda ailemi geçindirmek için çalışıyorum” diye cevap veriyor.

Peygamberimiz adamın elini tutup önce öpüyor, sonra yukarı kaldırıp “cehennem ateşi bu ele asla dokunmayacak” diyor.

Peygamberimiz burada emeğin ne denli önemli olduğuna vurgu yapıyor.

Emeğin hakkı birinci derecede önemlidir.

Eskilerin masalı diye nitelendirilen şey aslında adalet, emek, hak, eşitliktir.

Dinlerin hâkim olduğu çağlarda, bu mücadele hep peygamberlerin mücadelesiydi.

Hz. Peygamber’e Ebu Cehil gelir ve der ki:

Senin dinine girdiğimde bana ne var?”

Hz. Peygamber de şöyle cevap verir:

Şu yanımda oturan siyah yüzlü Bilal’e ne varsa, sana da o var”.

Buna karşılık Ebu Cehil ’de, “Öyle din olmaz olsun” der ve oradan çekip gider.

Yani Ebu Cehil, “ben kölem olan birisiyle aynı yerde oturamam” diyor.

Böylece Ebu Cehil gibiler, kibir ve kıskançlık sebebiyle ihtilafa düştüler.

Allah, iman edenlere, anlaşmazlığa düştükleri şeylerde adaletin yolunu gösterdi.

Allah, yürümek isteyeni doğru yolda yürütür.

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.