MÜSLÜMANLARIN KANINI KİM DÖKÜYOR?

logo5

MÜSLÜMANLARIN KANINI KİM DÖKÜYOR?

Orta Doğuda ki korsan İsrail döküyor…

Asırlar boyu milletlerin kanını emen İngiltere döküyor…

Elindeki imkânlarla milletlere  hükmeden ABD döküyor…

Birbirinin içinden çıkan bu üçlü çete, kendi sonunu hazırlıyor!

Terörde mahir, İsrail, insanlık adına utanç verici bir durum yaşıyor.

İsrail, her tür Devlet olgusundan mahrum bulunuyor.

Gelin görün ki, Müslüman devletler bir araya gelemiyor, gerekli olan cevabı veremiyor.

İşin vahim olan tarafı da burasıdır. Yani Dünya Müslümanlarının acınacak halleri orta da…

Hâlbuki şu itikadi kurallar Müslümanlar hayata taşınmış olsaydı, çok şey değişirdi…

Yani insan davranışlarına Allah’tan bir destek gelmesine harbi olarak inansaydı, ilk hareketin insandan gelmesi gerekiyordu.

Tıpkı Allah, ilacı şifaya bağlamış olduğu gibi.

Tıpkı toprağı sularsan toprağın yeşermesi gibi, Eğer ekini toprağı ekersen bittiği gibi, ağacı koparırsan kuruduğu gibi, ekini gübrelemezsen tarla toz toprak olduğu gibi, karga olursan mezarlıkta, kartal olursan yükseklerde uçtuğun olduğu gibi!

Allah’ın hayata koyduğu ve insanın yapmasını istediği bu şeyler yapılmadığından, arşın titrediği gibi, dünyanın gözü önünde dökülen kan deryasında, İsrail’in ve ona destek olanların boğulduğunu görür gibi oluyorum.

Şimdi kurşunlanan minareleri, tecavüz edilen erkek ve kadınları, kolları kırılan, sapan atan kurşunlanan çocukları, buna karşılık gözü dönmüşleri, aidiyet ve haysiyetini kaybetmiş aydınları, işbirlikçilerini, her biri bir dış gücün oyuncağı haline gelmiş gurupları, görür gibi oluyorum.

Şimdi arşın titrediğini, işbirlikçi küreselcileri, kafasından ve midesinden düşmana bağlı elitleri, bürokratları, görür gibi oluyorum.

Ey Müslümanlar hala; İsa’yı çarmıha  gerenlerden ümit mi bekliyorsun?

Böyle yapmakla kendi sonunu hazırladığının farkında mısın?

Kendi cehenneminize odun taşıdığınızı bilmem farkında mısın?

Ne çabuk unuttunuz bu hakikatleri?

Eğer bu hakikati unutursan, yaşamanın bir manası da yoktur.

Yaşam; Din ve Kur’an’la anlam kazanır.

Bu durumda Peygambere ulaşılamaz, Sahabe hayatları erişilemez olurdu. Oysa bunlara, Mekkeli “öksüzün” sağlığında böyle değildi…

Dinin ve Kur’an’ın kalbi, “Zamanın Sahibi” nin elinde, Peygamberin vicdanında, çağın ve hayatın temposuyla birlikte akar giderdi…

Müslümanlar hala, Ömer zamanında alınan topraklarda yaşıyor! İyi ki Ebubekir, Ali vardı da, onların fethettikleri topraklar üzerinde Müslüman yan gelip yatıyor…

Kur’an’ı Kerim:

Ey İsrail oğulları!” başlığı altında eleştirdiği hususları Müslümanlar, bir de:

Ey İsmailoğulları, Ey Araplar, Ey Farslar, Ey Türkler!” diye okusa, acaba ne görür ve ne de hisseder…?

Anlaşılan odur ki:

Bize yeni bir çağı, yaratıcı bir ibda çağı lazımdır. Canlı, diyalektik, iş ve değer üreten, ortaya çıkaran, meydana getiren, icat eden bir çağ lazımdır.

Tur-i Sina’dan, Zeytin Dağı’ndan, İncir Ağacı’ndan, Hıra Mağarası’ndan insanlığa seslenen sesi yeniden seslendirmek lazımdır!

Bunun için de akıl lazım, vicdan lazım, yürek lazımdır!

Yoksa Hz. Peygamber ve arkadaşları mezarlarından kalkmak suretiyle dünyaya yeniden gelsinler de, çağın sorunlarını  düzeltsinler…

Öyle mi?

O zaman sen ne işe yararsın?

İbrahim’in ateşine serin ol diyen, Kulu Muhammed’i örümcek ağıyla koruyan, yine Sana yöneliyor ve diyorum ki:

Çalışmayı bırakan, yan gelip yatan biz kullarına şirke düşürme,

Allah’ım Seni Senin istediğin gibi bilmeyi unuttuk,

Öfkeni ve kızgınlığını çeken bu yaptıklarımızı yüzümüze vurma!

Sen sevgi ve Merhameti sonsuz olansın!…

Ey Araplar,

Ey Farslar,

Ey Türkler!

Gelin vesilelere sarılalım, Sünnetullahtan yürüyelim.

Biz görelim ki, Allah gözümüz olsun. Biz duyalım ki, Allah kulağımız olsun. Biz hissedelim ki, Allah vicdanımız olsun. Biz yürüyelim ki, Allah ayağımız olsun. Biz birleşelim ki, Allah kalkanımız olsun.

Bakın Ey Müslümanlar!

Hepimiz birer kova su döksek bir kıtayı sel alır, hepimiz birer sinek olsak vızıltımız üç kıtayı titretir, hepimiz birer dere olup akarsak okyanuslar taşar.

Eğer bunları yapmazsak, öksüzlerin ağlaması, yetimlerin yürek acısı, mazlumların gözyaşları kurumayacaktır!

Bunların sorumlusu da  biz olur ve arşı titretir dururuz!

Dünyadaki bütün Müslümanlar esir, tek özgür Müslüman yer Filistin olacaktır…

Mahmut AKYOL

Yer işareti koy permalink.

Yoruma kapalı.